Sayfalar

10 Temmuz 2014 Perşembe

Hamileliği Tatlı Bir Rüya Mı Sandın?

Anne, acı söyler bunu unutma. Şimdi yazacaklarım annelerin sır gibi sakladıkları, yaşarken acı çektikleri, bitince unuttukları şeyler.






  • Bir kere öyle pat diye hamile kalman imkansız. Bir raconu var.
  • Hamile kalmadan önce bir kaç ay takvime iyice bakmalısın. Ancaaa o zaman hamile kalırsın. Hiç anlamam kazayla nasıl hamile kalınıyor? (Büyük konuşmayayım da :D)
  • Hamile kalmadan öncede uykusuz kalabilirsin. Çünkü uzmanlar bebek yapmanın en ideal saatinin sabah 6 olduğunu söylüyorlar. ( Sersemken nasıl yapabilirsen artık? Hoş isteyince oluyor ya.)
  • O spremler o yumurtaya ulaşsın diye değişik pozisyonlarda yatman gerekiyor. :D
  • Fazla stresli olursan da çocuk olmuyor. Bunu unutma, rahat olmalısın. O yüzden zevk almaya bak. Zaten uzun bir süre "Wuhuu" işlerini unutacaksın.
  • Merak etme 6, 12 ay olmaya bilir. Demek ki bir şeyleri atlıyorsun. Sabah 6'da yapmayı denedin mi? Robot gibi yapmadığından eminsin dimi?
  • Bunu bir görev gibi düşünme. Çünkü dünyanın en zevkli işini yapıyorsun unutma.


Hamile kaldın çok sevinme.

  • Aşermek senin bildiğin gibi bir şey değil. "Ayyyy canım gece 2 de tatlı çekti. Kocam gitti aldı. Çok tatlı dimi?" diye biliyorsun değil mi? Bu korkutmamak için söylenmiş koca bir yalan.
  • Aşermek: Her gördüğün yemekten midenin bulanması ve yanlışlıkla da yersen öğüre öğüre kusmaktır.
  • Sabah bulantısı çok kibar bir bulanma değildir. Öyle bir bulanır ki " Vay arkadaş, benden amma çok değişik ses çıkıyor" dedirtir. Hatta öyle sesler çıkartırsın ki komşu günlerine dedikodunu yaparlar. " Ayy yazık kıza yaa. Çok kusuyor valla" diye konuşulursun.
  • "Hamileyken çok uykum geldi hep uyudum." derler ya. İşte o uyku en olmadık yerlerde gelir. Tam arkadaşlarla dışarı çıkmışsındır. O lanet olası uyku gelir ve Alsancak'ta kocanın omzunda uyurken bulursun kendini. İki kelime edemeden geç olmuştur. Milletin uykusu gelmiştir.
  • "İnsanın en sevdiği yemekten midesi bulanır mı ya?" diyorsun sen şimdi. Bulanır bulanır. Hatta öyle olur ki üst komşuya çıkar "Hatice Teyze ne olur bir daha bu yemeği pişirme olur mu? Ben öğür öğür öldüm aşağıda" dersin. Komşun anlayışlıysa bir daha pişirmez yada başka pişirme yöntemini geliştirir.
  • Öyle bir olursun ki bir ara bununda adı aşermek diye geçer. Zamanında ananın yaptığı aşureleri yemeyip hamile kalınca konu komşudan gelen aşureleri silip süpürürsün. Aşure ayı hiç bitmesin istersin mesela. 
  • Hamileyken yasaklar çok tatlıdır. Canın her hiç olmadık yasakları ister. İçi buzla dolu bardakta votka redbul gibi...
  • Hatta bu yasaklardan en tehlikesini olan sigarayı bile canın ister. Birde bu sigara denen meredi ömrün boyunca denememişsindir bile.
  • Karnın büyümeye devam ettikçe burnunda büyür. İnsanlar ilk önce burnuna sonra sana bakarlar. "Acaba bu kızın burnu hep böylemiydi" diye içlerinden geçirirler.
  • Bebeğinin tekmelediği anlar inanılmaz keyiflidir. Hiç bitmesin istersin. Es kaza bebeğin yarım saatten fazla tekmelemedi mi kafayı yiyecek gibi olursun. "Acaba bir şey mi oldu?" "Hadisene be tekmele" dersin hep. Baktın tüm dürtüklemelerine tepki yok. Yersin koca koca çikolataları tekmelesin seni diye. Şeker komasına girmemeye dikkat!! Şekeri yiyen içerideki velet dakikasında içinde koşturmaya başlar. Sende dünyanın en mutlu insanı olursun.
  • Evet tekmelemesi çok güzelde bazen böğrüne, midene ve sen en tatlı uykudayken tekmeler ve can acısıyla sıçrarsın. 
  • Gün geçtikçe tekmeler hep bir noktaya olur. Bir gün bakarsın o tekmelediği yer sen ne kadar krem kullanırsan kullan çatlar. 
  • Sen ne krem kullanırsan kullan. İstersen tüm maaşını o çatlak kremlerine yatır. Göbeğinin altında mutlaka o kırmızı kartal pençeleri oluşacaktır. Hee annen sana hamileyken çatlamadıysa çatlamaya bilirsin. E biraz bir umudun olsun değil mi?
  • Kontrol günleri gelmek bilmez. Günü geldi mi de saatler geçmez. Gidersin doktora sıranı beklerken volta atarsın bekleme odasında. Bunlar iyi günlerin unutma. Doğuma yaklaştıkça son 1 hafta ağır çekimmiş gibi geçer.
  • Doktor alır seni ultrason odasına. Dayar karnına aleti. Kurbanlık koyun gibi bakarsın ekrana. "Evet şimdi böbrek boşluğu oluşmuş mu bakalım" der ve sen ecel terleri dökmeye başlarsın. "Ne olur oluşmuş olsun. Ne olur? Yalvarırım" diye dua edersin. Ona bakar, bir başka şeyi oluşmuş mu diye bakmaya geçer. Sen dua ederek geçirdiğim muayeneden bir şey anlamadan biter. Tavsiyem, muayene olurken kocan videoya çeksin tüm olan biteni evinde oturup izlersin. Biz öyle yaptıkta :)   
  • İşte günler günleri kovalar aşermeler bitmiştir ve "Hoş geldin kilolar" Aman doğumdan sonra koştururken veririm deyip deyip hamur işlerini güpletme. Çünkü yok öyle bir dünya. 
  • Kilolar almış başını gitmiştir. Bu kiloların hesabını tek tek soran bir doktorun var. Onun yanına gittiğinde tartıda şok olmamak onun kilosuna yakın kiloda tartan bir tartı edin. Her bir kilonu nasıl aldığını açıklayacağın "Ama ben..." diye başlayacak bir yalan bul. 
  • Kilolarla başın dertteyken sakın şunu deme; "HEHEHE! Kocam beni böyle seviyor." Komik duruyor.
  •  Olabildiğince gez. Yağmur, çamur, sıcak dinleme gez. Ne olur gez? Ne olur? Çünkü doğduğunda bir daha o kadar rahat yemek yiyemeyecek ve alışveriş yapamayacaksın.

  • Evet artık sen köşeyi dönmeden önce göbeğini görüyoruz. Evet çok sevimli görünürsün ama sinirlerin tepende olduğundan ve sürekli sana sıcak bastığından sevimliliğin bir süre sonra insanların gözünde kaybolur. "Yine geldi" diyen anlayışsızların topluluğuyla tanışa bilirsin. Korkma onlardan. Onları, seni fark ettiği an ortadan toz olacaklardır.
  • Çevrende çok abarttığını söyleyen zatlar olacaktır. Takma. Belki sadece bir kere yaşayacağın duyguları bol bol abart.
  • Kocan çok sabırlı bir adam olabilir. Seni hep alttan almış da olabilir. Onunda bir limiti olduğunu unutma. Her dakika çözülen bağcığını bağlamak bir süre sonra onu yıpratabilir.
Bu yazdıklarımın hepsi gerçek. En güzel ünvan için katlanılması gereken bir sınav. Hayatında sadece bir kaç yaşayacağın için zevk almaya bak. Kendini sinir etme.

Süt Anne.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder