Sayfalar

22 Ocak 2015 Perşembe

Hilal Anne : Uyku Ve Siz Her Gece


 İkiz hamileliği bambaşka bir deneyim olarak en değerli tecrübelerim rafında yerini aldı. Tozlanmasına izin vermediğim ve vermeyeceğim bu bilgileri her gün daha sesli anlatasım var. İlk zamanlar yakın çevremin yakında çocukların yoğunluğundan unutur dediği hamilelik günlerim her fırsat bulduğumda anlatılmaya hazır şekilde başlıyor dilimden dökülmeye. Onlar anlatmamdan bıkmışken ben şimdi anlattıklarımı yazar oldum. Belki bir gün bir kitap haline bile getirebilirim. Yani siz bıktıkça anlatacağım, netice de biz de yıllarca askerlik anıları dinlemişiz değil mi? Şaka bir yana bu güzel günler, bulantısız da olunca bol uyku ile şenlenip tadından yenmez bir hal alıyor.


İlk 12 haftanın ardından kendimi kelebek gibi hissediyorum. İşe gidip geliyorum, yiyiyorum, içiyorum, uyuyorum. Bol bol hayal kuruyorum acaba cinsiyetleri ne olacak, isimlerini ne koyalım, neler alalım? Ben yapı olarak zaten olaylara negatif yönünden bakan biri değilimdir. Ailemde iki tane maalesef doğumla sonuçlanmayan ikiz gebelik hikayesi bilsem de bu konuda hiç tereddüt içinde değilim. İnsanın hayatta başına gelenleri tevekkülle karşılaması gerek. Evrende başınıza gelebilecek her şey bir sebep sonuç ilişkisi içinde gerçekleşir, insan akıl ve iradesi ile bu sebepleri bulabilir, sonuçlara ulaşmak için çalışır, çabalar ve sonucu Allah'a bırakır.

Ben hep iyi bir hamilelik geçirmek için çabaladım. Gerisini yani evlatlarımı Allah'a emanet ettim. Çevremde ki bir çok kişi hamileliğim 28. Haftasına gelmeden hiç alışveriş yapmamı söylese de ben ilk günden itibaren beğendiğim herşeyi aldım. Benim gibi evliliğinin daha ilk alışverişinde mobilya yerine 2 tane oyuncak kamyon alan biri için bu uyarının ne kadar yersiz olacağını tahmin edersiniz. 5 yıl boyunca gardırobun üstünde misafir çocukların eve gelip kendisiyle oynamasını bekleyen kamyon ve kepçe ikilisi, bugün oynanmaktan isyan eder vaziyetteler evde, ne mutlu onlara...

Uyku en önemli besindi hamilelikte. Ve sonra da en büyük hasret benim için. Hamileliğimin 15. Haftasında bacaklarıma kramplar girmeye başladığı için uykularım bölünmeye başladı. Bunun önlemini almak için hemen magnezyum desteği almaya başladım. Ama yine de uyku sorundu artık. Muhtemelen önümde ki 5 yıl da kusursuz bir uyku uymam mümkün olmayacaktı. Bazı şeylerin hiç önemi olmasa da uyku ne tatlı bir şeydir ki uykusuzluk yeri geliyor tahammül edilemez oluyordu. İlk uyku sorunu yaşamaya başladığım günler de göbeğimin sağ ve ya sol kısmını yastıkları desteklemeye başladım. 2 yastıkla çıktığımız bu uyku yolculuğunu 8 yastıkla sonlandıracaktım. Evet tam 8 yastık ve ben aynı yatakta uyku savaşı veriyorduk. Yastıklardan kendime adeta bir kuş yuvası yapıyordum. Sağıma, soluma, bacaklarımın altına, sırtıma, boynuma. 20. haftadan itibaren yatarak uyumak sona ermişti. Oturarak uyumaya başladım. Oturarak uyumak inanılmaz bir şey. Bu arada yanımda mutlaka birinin yatması lazımdı. Çünkü gece oturduğum yerden kalkmam, tuvalete gitmem gibi durumlarda yardıma ihtiyaç duyuyordum. Velhasıl zor günlerdi.

İnsan bazen artık doğsalar da nefes alsam diye isyan etse de her geçen gün aslında 1 gün daha büyüyebildikleri için şükrediyordu. Her geçen gün yaşama tutunan bebeklerim için uykusuz kalıp, sırt ağrıları çekmeye değerdi. Her hamilenin bel ve sırt ağrısı olur, benim hamileliğimde ağrı biraz daha fazla oluyordu, çok zayıf ve çok hareketli bir insanın birden bire şişman ve hareketsiz olması sadece sırtında değil vücudunun her kemiğinde ağrı yapıyordu elbette. Bazen düşünüyorum da bir insan hangi ağrıya böyle katlanır. En ufak bir baş ağrısında doktora ya da eczaneye koşan kadınlar konu evlat olunca nasıl ağrılara nasıl acılara direniyorlardı.

Vakit bulduğum her an uyuyordum. Sabah akşam gibi bir ayrımım yoktu. Herkes ne kadar çok uyuyorsun dese de aslında uykumun kalitesinin ne kadar düşük olduğunu bilmediklerinden bir türlü uyumaya doyamadığımı anlayamıyorlardı. Uyku hasretim büyüyerek devam etse de yaklaşık bir yıldır yine eski güzel uykulu günlerime dönmeye başladığımı da söylemeden edemeyeceğim. Derin ve Deniz artık gerçekten bir uyku standardı olan çocuklar. Eğer gecemiz de bir tuhaflık varsa çocuklarımın bir ağrı ya da bir sıkıntısı olduğunu yorumluyabiliyorum. Böyle anlar dışında bizi üzmeyen çocuklarımız var çok şükür.

Uyku için söyleyebileceğim en önemli şey uyuyan annenin bebeklerine daha fazla enerji ve zaman ayırabildiği, daha sabırlı olduğu, iletişime daha açık olduğu. Oyuna daha fazla kendini verip daha fazla vakit ayırdığı.
Uyuyan ve oynayan çocuğun ise daha uyumlu ve daha düzenli olduğu. Kısacası uyku  hamile içinde, anne içinde, bebek içinde sağlık demek.

Tüm hamilelere, annelere ve bebeklerine bol uyku dileklerimle...

Hilal Anne.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder