Ege ile çıktığımız bu macera dolu yolculuğun en önemli
dönemeçlerinden biri, bebek işaret dili ile tanışmamızdı. Down sendromuyla
ilgili yabancı kaynaklarda araştırma yaparken karşılaştım bebek işaret diliyle.
Anında beni içine çekti. Mesleğim gereği yabancı dillere duyduğum ilgi malum.
Ama bu, öncesinde pek bilmediğim, üstelik bebeklerin de öğrenip kullanabildiği
bir dildi. Üstelik Down sendromlu bebekler için de öneriliyordu. Hayatımızın
dönüm noktası oldu. Ege de ben de o günden beri zevkle ve eğlenerek öğrenmeye
devam ediyoruz bu güzel dili. Şimdilik kendi dilimizde konuşabilmek bizim için
çok güzel!
Bebek İşaret Dili
nedir?
İletişim, hayatımızın olmazsa olmazıdır. İletişimin temel
taşı da dildir. Ancak bazen konuşmadan da iletişim kurabiliriz. Jest, mimik,
sembol ve benzeri araçları kullanarak sözsüz de derdimizi anlatabiliriz.
İnsanoğlu, doğduğu andan itibaren iletişim kurmaya başlar. Acıktığında, gazı
olduğunda, altını kirlettiğinde bildiği tek iletişim yolu olan ağlamayı
kullanır. Biraz daha büyüyünce kucağa
alınmak istediğini kollarını kaldırarak anlatır, biraz daha büyüyünce de
istediği nesneyi eliyle işaret etmeye başlar. Sonrasında heceler, kelimeler,
cümleler gelir ve dili keşfeder. Ancak dili keşfetmeye başlamak ortalama 2 yaş
civarında gerçekleşir. Peki, bizler çocuklarımızın hayatının ilk iki yılında
onlarla doğal gelişim süreci dışında kuramaz mıyız? Elbette, kurabiliriz, bebek
işaret diliyle bu mümkün.
Bebek işaret dili, Amerikan İşaret Dili’ne dayanarak
geliştirilmiş, yurtdışında, özellikle de Amerika’da özel gereksinimli olsun ya
da olmasın pek çok çocuğun hayatında yeri olan bir araçtır.
Bebek İşaret Dili ne
işe yarar, faydaları nelerdir?
Bebek işaret dili, çocuğunuz konuşmaya başlamadan çok önce
onunla iletişim kurmanıza yardımcı olur. Bebek işaret dilini kullanan bebek,
iletişim kurmak için ağlamayı seçmez. Anlatmak istediği şeyin işaretini
kullanır ve vermek istediği mesajı kolaylıkla iletir. Böylelikle derdini
anlatamamaktan kaynaklanan öfke nöbetlerini rafa kaldırmış olursunuz. Bebek
işaret dilini kullanan anne-babalar, çocuğu anlamak konusunda daha az stres
yaşar, çocuklarıyla aralarında daha derin bir bağ kurarlar ve çocukların
ihtiyaçlarına daha çabuk ve kolay şekilde yanıt verirler. Yapılan araştırmalara
göre, işaret dili kullanan çocukların, dikkatleri ve bilgiyi akılda tutma
becerileri daha iyidir. İşaret kullanan çocukların IQ’ları ortalama 12 puan
daha yüksektir. İşaret kullanan çocukların kelime hazneleri daha geniş olur.
Daha uzun cümleler kurabilirler. Bebek işaret dili, sanılanın aksine, dil
gelişimine katkı sağlar.
Bebek İşaret Dili ne
zaman ve nasıl öğretilir?
Bebek işaret dilini öğretmek için ellerinizden başka herhangi
bir materyale ihtiyacınız yoktur. 6 aylıktan itibaren bebeğinize işaret dili
öğretmeye başlayabilirsiniz. Bebeğiniz 8-9 aylık olana kadar işaret
yapmayabilir. Bu normaldir. Önemli olan bıkmadan usanmadan sizin işaret dilini
kullanmaya devam etmeniz. Bir süre sonra işaret yapmaya başlayacaktır.
Bebek işaret dilini öğretmeye başlarken öncelikle
anne-babaların işaretleri öğrenmesi gerekiyor. İşaret dilinde her kelimenin bir
karşılığı var. Öncelikle öğretmek istediğiniz kelimelerin işaretlerinin nasıl
yapıldığını siz öğrenmelisiniz. Başlarken 3 ya da 5 işaretle başlanıyor. Kilit
nokta, seçeceğiniz işaretlerin çocuğunuzun hayatında önem taşıyan sözcüklerin
işaretleri olması. 6 aylık bir bebek için önem taşıyan sözcükler, “süt”,
“mama”, “biraz daha” gibi sözcüklerdir. İşaretleri tam o kelimeyi söylerken
yapıyoruz. “Süt ister misin?” diye
sorduğumuzda “süt” kelimesiyle birlikte sütün işaretini yapıyoruz. İşaret
dilinin, alıcı dil gelişimine katkı sağlaması noktasında işaretin ve kelimenin
eş zamanlı olarak kullanılması büyük önem arz ediyor. İşareti tek başına asla
kullanmıyoruz, mutlaka hangi kelimenin işaretiyse o kelimeyi de söylüyoruz.
Hatta biraz daha vurgulu, birazcık daha yüksek tonda söylüyoruz ki o kelimeyi
ve işareti vurguladığımız anlaşılsın. Bebek işaret dilini öğretirken unutmamız
gereken şeylerden biri de işaretleri sürekli kullanmamız, hayatımızın bir
parçası hâline getirmemiz gerektiği. Mümkünse bebeğin etrafındaki kişilerin de
işaretleri kullanmasında fayda vardır. Bebeğiniz size bir işaret yaptığında
olumlu bir tepki verin. İşaretin ne olduğunu söyleyerek anladığınızı belli edin
ve bebeğinizi takdir edin. Bebeğiniz işareti sizin yaptığınız gibi
yapmayabilir. Becerebildiği kadar yapabilir. Bunu düzeltmeye çalışmayın. Siz
yine doğru şekliyle yapmaya devam edin ama onun da kendince kattığı yorumu
kabul etmekten çekinmeyin. Sonuçta amaç, işareti mükemmel yapmak değil,
iletişim kurmaktır.
Down Sendromunda
İşaret Dili’nin yeri nedir?
Down sendromlu çocukların dil gelişimi, tipik gelişim
gösteren çocuklara göre daha yavaş ve daha geç gerçekleşir. Bu süreci
iletişimsiz geçirmek kendimize de çocuğumuza da haksızlık olur diye
düşünüyorum. Yapılan araştırmalar, işaret dili kullanımının Down sendromlu
çocuklar açısından da faydalı olduğunu, dil gelişimlerine katkı sağladığını
ortaya koymuştur. Çalışmalardan örnek vermek gerekirse, Miller ve Launonen’in
yaptığı bir çalışmada 44 Down sendromlu ve 46 tipik gelişim gösteren çocuğa yer
verilmiştir. Bu çocukların zekâ yaşları, 11 ile 27 ay arasındadır. 11-17 aylık
zekâ yaşına sahip olan grupta, Down sendromlu çocukların toplam kelime
haznesinin (hem sözel hem de işaret dilinde) tipik gelişim gösteren çocuklardan
(yalnızca sözel) daha geniş olduğu tespit edilmiştir. 17 aylık zekâ yaşı seviyesinde Down sendromlu
çocukların sözlü olarak ifade edebildiğinin iki katı sayıda kelimenin işaretini
yapabildiği gözlemlenmiştir. 26 aylık zekâ seviyesi düzeyine geldiklerinde Down
sendromlu çocukların sözlü ifade ettiği kelime hazinesinde büyük bir hızlanma
olmuş ve işaret kullanma oranları düşmüştür. Yurtdışındaki dil gelişimi
değerlendirmelerinde çocuğun kelime hazinesini ölçmek için sözel olarak ifade
edilen kelimelerle birlikte işaretini bildiği kelimeler de sayılmaktadır. Bizde
ise böyle bir uygulama ne yazık ki yoktur. Bu nedenle özellikle bizim
çocuklarımızın bildikleri kelime sayısı, değerlendirmelerde olduğundan az
çıkar. Down sendromlu çocuklar, konuşmalarını geliştirdikçe (5 yaş civarı)
zamanla işaret yapmayı bırakırlar. Yine de artikülasyondan kaynaklanan bir
anlaşılma sıkıntısı yaşadıklarında işaret diline başvurabilirler. Bu da onlar
açısından iletişimi kolaylaştırır.
İşaretleri nasıl
öğrenebiliriz?
İşaretleri öğrenebileceğiniz pek çok kaynak mevcut. Ancak ne
yazık ki çoğu yabancı dilde. Neyse ki bebek işaret dilini önce kızına, şimdi
ise Ege ile birkaç gün arayla dünyaya gelmiş olan oğluna öğreten, bizi bebek
işaret diliyle tanıştıran ve bunun üzerine Türkçe bir kitap yazmış olan sevgili
Yasemin Yusufoff var. Yusufoff, ‘Bebek İşaret Dili’ adlı kitabında benim size
burada özetleyerek aktarmaya çalıştıklarımı ve çok daha fazlasını anlatıyor.
Aynı zamanda kitabın içinde işaretlerin nasıl yapılacağına dair bilgiler de
mevcut. http://www.bebekisaretdili.com.tr/
adresinden de kitap, yazar ve birkaç işaretin nasıl yapıldığına dair bilgilere
ulaşabilirsiniz.
Ege ile benim çok severek kullandığımız, yurtdışındaki
destek gruplarındaki arkadaşlarımızın da benzer tecrübeleri paylaştığı “Signing
Time” serisini de şiddetle tavsiye ediyorum. Signing Time ve Baby Signing Time,
çocuklara işaret dilini öğretmek için hazırlanmış videolardan oluşan bir set.
Bu yalnızca alternatif bir yöntem. İlla ki bu videoları izleterek
öğreteceksiniz diye bir kaide yok. Bir yaşına gelene kadar hiç televizyon
izlemeyen Ege, işaret dilini öğrenmeye başladıktan çok sonra bu videolarla tanıştı.
Şimdi çok severek izliyor, izlediği tek şey de bu. http://www.signingtime.com/ adresinden
bu set hakkında daha fazla bilgi almanız mümkün. Aynı zamanda Signing Time’ın
bir sözlük sayfası var. Sözlüğe de bu adresten ulaşabilirsiniz: http://www.signingtime.com/resources/dictionary/
Ancak Signing Time, Türkçe değil, İngilizce bir kaynak. Biz Ege ile birlikte
oturup izliyoruz ve ben mutlaka kelimelerin Türkçesini ona söylüyorum. Bazen
birlikte izleyemediğimiz durumlar da oluyor. Bu durumların bir sonucu olarak da
Ege bazı kelimelerin işaretlerini hem Türkçe hem de İngilizcesi söylendiğinde
yapıyor. Sözlük olarak kullanabileceğiniz bir diğer kaynak ise şu adreste: http://www.babysignlanguage.com/dictionary/
Amerikan İşaret Dili
yerine Türk İşaret Dili kullanamaz mıyız?
Elbette kullanabiliriz. Bu bizim tercihimize kalmış. Hatta
kafamızda kendimiz bir işaret dili geliştirip onu bile kullanabiliriz. Ancak
böyle bir yöntemin dezavantajı, yarattığımız tüm işaretleri birbirine karıştırmadan
aklımızda tutmamız gerektiği ve her bir kelime için yeni bir işaret yaratmak
zorunda olmamızdır. Hazır kaynaklar varken böyle bir zahmete girmek, zamanı çok
kıymetli olan biz anneler için pek mantıklı görünmeyebilir.
Ege ve İşaret Dili
İşaret dili, Ege’nin en sevdiği şeylerden biri. Down
sendromu nedeniyle şu an çok fazla konuşamasa da derdini ya da söylemek
istediği şeyi işaretlerle çok güzel anlatabiliyor. Başlangıçta işaretleri ben
yapıyordum, o izliyordu. Bu bir süre böyle devam etti. Sadece ben değil tabii,
babası, anneannesi derken ailemizin birçok üyesi Ege ile işaretleri öğrendi.
Sonrasında yavaş yavaş Ege işaretleri yapmaya başladı ve gerisi çorap söküğü
gibi geldi. Şimdi 2 yaşında 85’ten fazla işaret biliyor ve dolayısıyla 85’ten
fazla kelime. Birlikte okuduğumuz kitaplardaki nesnelerin isimlerini telaffuz
edemese de işaretini yapabiliyor. Gece uyanıp “su” işareti yaptığında
susadığını anlayıp su veriyorum, suyunu içip uykusuna geri dönüyor. Down
sendromlu çocuklarda ilk sözcükler, 18 ay civarında çıkıyor. Ege şimdi yavaş
yavaş işaretleri yaparken sözcükleri de söylemeye başladı. Önceleri “muz”un sadece işaretini yaparken
şimdi “muz” kelimesini söyleyebiliyor.
İşaret dilini anlattığım kişilerden en çok duyduğum soru ise
“İşaret yaparak derdini anlatırsa konuşmak istemez dolayısıyla konuşması
gecikmez mi?” Ege bebeklikten beri işaret öğreniyor, “baba,dede” gibi basit
heceli sözcüklerden sonra ilk kez 17 aylıkken “araba” dedi. Bugün artık başka
kelimeler de söylüyor. Down sendromlu bir bebek için 17 ay gayet normal bir
zaman. Yapılan araştırmalarda da işaret dilinin konuşmayı geciktirdiğine dair
bir bulguya rastlanmamış. Şöyle düşünmek gerek sanırım: Hepimiz emeklemeyi
biliyoruz ama emekleyebiliyoruz diye yürümemeyi tercih edenimiz var mı?
İşaretlerin dünyasından bizim kadar keyif almanız dileğiyle…
Ege’nin Annesi
Nur
Ege Ve Nur'un diğer yazılarını okumak için tıklayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder