2 haftadır ne bilgisayar başına oturabildim ne de internette bakınabildim. Hamileliğin yan etkilerinden biri bende mide bulantısı ve istifra var oluyor. Bilgisayara baktığımda öyle bir mide bulantısı başlıyor ki anlatamam. 2 haftadır bu derdimden bir satır bile yazamadım. Hoş yazsaydım şikayetten bol bir şey olmazdı :)
Bu mide bulantılarının ve istifraların en büyük avantajı kilo almamak hatta kilo vermek. Şikayet ediyorum ama ıvır zıvır bir şeyler yedikten sonra kusarsam seviniyorum. Protein ağırlıklı şeyler yediğimde kusacağım diye aklım gidiyor. Çok az yiye bildiğimden kıymetli gıdalar benim için. Et, süt ve özellikle tavuk beni sarsıyor. Pişirdiğimde kesinlikle yiyemiyorum.
Neyse bu konuyu daha da deşmeyeceğim. Çünkü dertliyim dertli uzatıp sabaha kadar yazabilirim :)
Bunların dışında bu iki hafta güzel geçti. Mucize'ye hamile kaldığımı öğrendiğimde Akçaydaydım. Apart topar İzmir'e dönmüştüm. Şimdi bu satırları size Akçay'dan yazıyorum. Özlemişim güzel memleketimi. Mucizem ve Ecem buranın güzel havasını alsın diye geldik. 1 hafta boyunca iyi bakılacağız ve gezeceğiz.
Geçen hafta Mucize'yi görmeye gittik. 11-14. haftalar arasında ikili taramanın yapılması gerektiğinden tam ortası 12 hafta 3 günlük doktorumuzdaydık. İkili tarama için kanımı verdim ve ayrıntılı ultrason için odaya geçtim. Her zaman o oda benim için heyecan ve keyif anı. Doktorumuz Mucize'nin bazı detaylarına bakacağı için bir pozisyon alması gerekiyor. Fakat Mucize olması gerekenin tam tersinde. Hareketsiz,cansız. Bunu sebebi benim aç olmam ve muayenehaneye geldiğimde istifra etmem. Çocuğuma enerji verecek bir şey kalmadığından içimde mazlum mazlum yatıyor. "Hemen çikolata yiyorsun. 15 dakika sonra seni alıyorum" dedi. Ben orada bulunan ne kadar tatlı şey varsa götürdüm. Ultrason odasına girdiğimde Mucize'de bir değişiklik yoktu. Doktorumuz en iyisi yemek yemeğe gidin dedi. Pek içim almasa da protein bazlı bir şeyler yemeğe zorladım kendimi. Önemli olan yemem değil onların Mucize'ye varasıya kadar midemde durmasıydı. Gidinceye kadarda bir tane top şeker yedim. Benim açımda işlem tamamdı. Şimdi Mucize'nin show zamanıydı.
Dediğim gibi enerjiyi alan, karnı doyan Mucize kıpır kıpırdı. Hatta doktorumuz çok hareket etmesinden dolayı bazı şeyleri yakalamakta zorlandı.
İkili tarama ultrasonunda doktorumuzun öncelikli baktığı iki şey ense kalınlığı ve burun kemiğiydi. Ense kalınlığının 4 cm fazla olması ve burun kemiğinin olmaması down sendromlu çocukların ortak özelliklerinden biriydir. Mucize'mim her şeyi tamdı. Ense kalınlığı 1 cm. Burnunu da hokka gibiydi maşallah. Sonra bebeğin kalp atış hızına baktı. Kalp atış belirli bir atımın altında ya da üstünde olmaması gerekiyor. Beynine bakıyor. Beyin loplarının bir ceviz içi görünümünde olmalıydı. Ecem'in ultrasonunda bunu görünce cevizin beyni geliştirdiğine daha da inanmaya başlamıştım ve yemeği arttırmıştım. Birde ceviz mide bulantısını önlüyor. Denedim, onayladım. Mucize'nin mide boşluğunun oluşup oluşmadığını kontrol etti. Mucize de baktığı parametrelerin hiç birinde sorun yoktu. Sadece ikili tarama testinin sonucunu beklemek kalmıştı geriye.
Sonra odasına geçip ikili taramanın detaylarını ve diğer testleri anlattı. Bu konuları anlatması ve beni bilgilendirmesi doktorumun göreviydi ve ben ne kadar etkilenmeyeceğim desem de etkileniyorum. "Acaba bir sorun mu var?" demeden edemiyorum içimden. Herşeyi, her testi detaylı bir şekilde anlattı. Son cümlesine kadar sabırla bekledim. Bitirdiğinde ilk bebeğimin sağlıklı olması ve ultrason sonucunda herhangi bir sorun bulunmadığından herhangi bir test istemediğimi benim için ikili taramanın yeterli olduğunu söyledim. Doktorum çözülmeye başladı. Tabi bunca yıldır vakit geçirdiğimden artık tanıyorum kendisini. Hastasını yönlendirmemek, kararlarını etkilememek adına hastasının kararını duymadan kendi fikrini söylemiyor. Ben kararımı söyleyince Burak Bey'de fikrini söyledi. Benimle aynı fikirdeydi. Başka bir teste ihtiyaç yoktu. (Diğer testlerinin detayı neler derseniz sitesinden okuyabilirsiniz. Buyrun.)
Bir kaç gün sonra İkili tarama sonucum da gelmişti. Oran gayet iyiydi. Başka bir teste gerek olmadığını kanıtlamış olduk.
Herşey iyi hoştu da Mucize'nin cinsiyetini öğrenemedik. Cem'le Burak Bey'in iddialaşması, Mucize'nin uygun pozisyon alaması ve saatin geç olmasından dolayı bu ayrıntı kaldı. Ecem'de cinsiyetini bu kadar merak etmemiştim. Ne olmasını istediğimi de bilmiyorum. İzmir Annelerinden ve çevremdeki bir çok arkadaşım erkek diyor. Ama benim içimde yine kız olacağına dair bir his var. Bazen erkek olsa iyi olur. İki cinsiyettin de keyfini süreriz diyorum. Sonra Ecem için kız olsa güzel olur. Her zaman aynı cinsiyetten kardeşler daha iyi anlaşır diye düşünüyorum. Bunu belki kız kardeşim olduğundan böyle diyorum. Ecem'de görmüştü doktorumuz ve kopyayı vermişti bize. Kız olacağından neredeyse emindik. Yinede iki hafta sonra gidip kesinleştirmiştik. Mucize'de bu hafta kesinleştirmek için gidebilirdim ama Akçay'da olduğumdan haftaya pazartesi kesin sonucu öğreneceğim. Açıkçası bu iki hafta nasıl geçecek merak ediyorum. Çünkü her gece yattığımda başka cinsiyette görüyorum Mucize'yi. İsimlerini belirledik. Artık 9 Şubat akşamından sonra ismiyle hitap etmeye başlayacağım Mucize'ye.
Yazım hatalarım varsa af edin. Çok dikkatli ve özenli yazmaya çalıştım. Çünkü tekrar tekrar okuma şansım olmuyor. Mucize'nin büyümesi için midemdekilerin orada kalması gerekiyor.
Görüşmek üzere,
Süt Anne.
Mucize'nin Günlüğünün diğer yazılarını okumak için tıklayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder