Sayfalar

20 Mart 2015 Cuma

Hilal Anne : Erken Doğum

Doktorumla hamileliğimi 36 hafta sürmesi üzerine planlamıştık. Bunun planı mı olur demeyin, psikolojik olarak zamanlama bilmek ne zaman ne olacak gibi şeyler kurmamam adına önemliydi benim için. Zaten doktorum da beni çok iyi tanıdığından herhalde bana her haftayı tamamlanacak bir görev gibi anlatıyordu. 

Biraz daha dayan Hilal , az kaldı  Hilal...36. Haftada kavuşacaksın bebeklerine Hilal.



Buraya kadar herşey yolundaydı. 15 günde bir kontrolüm vardı. Bebeklerimin kiloları oldukça iyiydi, sağlıklarında problem yoktu çok şükür.

Hamileliğimin ilk gününden beri son derece özenle hayatımdan çıkardığım tuz, tatlı, pilav ve makarnanın ödüllerini alıyordum aslında. Vücudum ödem tutmamıştı, elim ayağım şişmediği için halen rahat hareket edebiliyordum.

O sabah kalktığımda her gün olduğundan farklı bir halim vardı. Sanki ishal olacakmışım gibi bir ağrı karnımda. Sık sık tuvalete  gitmeye başladıysam da hafif bir karın ağrısı dışında bir şikayetim yoktu. Herşeyi kontrol altında tututabilmek adına doktorumu aradım. Kontrolümüze 1 hafta daha vardı ama hemen beni görmek istediğini söyledi. Bu haftalar da olan bazı ikiz hamile arkadaşlarım kontrol için gittikleri hastaneden hep doğum yaparak dönüyorlardı. Bu durumu annemle paylaşmasam da içimde bir telaş olmuştu. İçeriden bir gecelik alıp çantama tepiştirdim ne olur ne olmaz diye... Sanki bir gecelik lazımdı hastanede ama işte o an ne yapacağını bilememe hali sanırım... Yine de bunun dışında oldukça iyidim. Bir anda hiç ağrım kalmamıştı acaba gaz sancısıydı da ben mi abartmıştım ki...
Hastaneye geldiğimiz de doktorum beni direk sancılarımın ölçümlenmesi için NST odasına yolladı. Bu ilk NST ölçümümüz olacaktı bebeklerimle. İkizlerde biraz daha uzun sürüyor ölçüm tek tek iki bebeği de ölçüyorlar. Ölçümden sonra doktorumun sonuçları değerlendirmesi için lobide bekliyorduk annemle. Hemşireler kendi arasında konuşuyordu "Hilal Hanımın yatışı yapıldı mı?" diye. Annemle birbirimize baktık neler oluyor diye. Doktorumu görememiştim hala, daha fazla bekleyemedim ve hemen cep telefonundan  aradım kendisini neler oluyor dedim, "Sen hala yatmadın mı odana?" dedi bana...Yaşadığım şoku anlatamam size, neler oluyor dedim. Hemen odaya çıkardılar, yürümeme bile izin vermiyorlardı, korkmuştum. Doğuruyor muydum acaba, daha çok erkendi, doğurmak nasıl bir şeydi.

Doktorum geldi ve bana bir kadının normal doğum yapmasına yetecek kadar  yüksek ve sık sancılarım olduğunu ve kontrol altında tutulmam gerektiğini söyledi. Bir yanlışlık olmalıydı, en ufak bir ağrım yoktu.

Hissetmiyordum ki. Hemen ilaçlar, serumlar, ciğer geliştirici iğneler.

Anladım ki sancı denen şey öyle filmlerde ki gibi olmuyormuş. Annelerin ya da komşu teyzelerin anlattığı gibi böyle içinden bir şey sökülüyormuş gibi, ölecekmişsin gibi falan değilmiş.

Erken doğum belirtileri:
- Karında ağrı ve sertleşmeler olması
- Kasıklarda ağrı ve kramplar (adet sancısına benzeyebilir)
- Bel ağrısı
- Su gelmesi, vajinadan aşırı sulu akıntı gelmesi
- Lekelenme veya kanama olması, nişan gelmesi
- Karından aşağıya doğru baskı hissi

Bu durumlarda hemen doktorumuzla irtibata geçmekte fayda var .

Özellikle hamilelikte her kontrolde idrar tahlili yapılmasınında büyük ödem taşıdığına inanıyorum. Çünkü bir çok  idrar yolu enfeksiyonu erken doğumu tetikleyebiliyor. Annenin vücudu öyle bir mucize yaşıyor ki sadece idrar yolu değil vücuttaki herhangi bir iltihapta bebeğe zarar vermemesi için hemen doğumu başlatıp; bebeği iltihaptan korumaya çalışıyor. Hamileliğin bu haftaları gerçekten çok önemli çünkü bebeğimiz son haftalarda hem hızla büyüyor hem de akciğer ve emme refleksi son haftalara gelişiyor. Bebeğimizin hayata tutunabilmesi için desteksiz nefes alması ve emmeyi bilemesi gerekli, bunları da en güvenli ve en sağlıklı öğreneceği yer anne karnı.

Erken doğum riskim artık başlamıştı. Bu yüzden korkularım daha da artmıştı. Bana  ne denirse onu yapmaya devam ediyordum.Hedefimiz 34. Haftayı tamamlamaktı artık.İlk sancı furyasında 5 gün hastanede takip edildim. Sancılar kontrol altına alınınca eve gitmeme izin verdi doktorum. Sancılardan daha ziyade bir sorunum vardı artık. Güzel kızım DERİN’in böbreğime yaptığı baskı. Maalesef bu ağrının sancımı yoksa böbrek ağrısımı olduğunu ayırt edemiyordum , gerçekten çok canım yanıyordu. 32+6 da doğum yaptığımı düşünürseniz 30. Haftadan sonra 3 kez hastanede yatıp çıktım.Sürekli takip ve elim kalbimde yaşamaya başlamıştım.Bir gün bile anne karnında kalamaları bizim için çok şey değiştirir diyordu doktorum ama itiraf etmeliyim ki artık yorulmuştum....

Hayalimde ki planlı doğum hayalleri suya düşmüştü. Saçım fönlü  ve taçlı ,doğum fotoğrafçısı ile doğum yapmak hayal olmuştu .Bir yanım yeter ki sağlıklı olsunlar derken bir yanım hala yılların verdiği heveslerin peşindeydi. Şu an hamile değilim ama aynı hayalleri hala kuruyorum.İçimde kaldı sanırım. Kısmetse artık anane olurken kendime özel fotoğrafçı tutmak saçıma da fön çektirmek niyetindeyim..


Tüm hamilelere vakitli saatli doğumlar dilerim...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder