Sayfalar

11 Mart 2015 Çarşamba

Hilal Anne : Nerede Kalmıştık?


Uzun zaman oldu yazmayalı... Aslında çok yazmak istedim ama kelimeler hep kaldı boğazımda. Önce Derin ve Denizin doğum günü telaşı yüzünden yazamamıştım ama sonra Özgecan geldi, sonrada Gamze Anne. İkisi de kalbimin ortasında ağrı hala. 

Tüm bunlar yaşanırken yazamadım işte. Belki bu da anne yanımdan. Acıya karşı durmamaktan artık, sürekli ya o ben olsaydım demekten. Evlatlarını ve evlatlarımı düşünmekten...

Nerede kalmıştık? Hamileliğimden bahsediyorduk. Beslenme, uyku sorunu derken hamileliğimin 20. Haftalarından anlatmaya devam edelim. 

Yine bir gün işteyim ve hergün ki gibi tüm enerjimle çalışmaya devam ediyorum, gün sonunda ki yorgun ve halsiz hallerimi saymazsak tabi. O gün karnım her zamankinden bir garip. Sanki futbol topu yutmuşum gibi. Ağrı yok ama sert. Olabilir tabi ki neticede hamileyim. Gün sonuna kadar bu şekilde kendimi avutuyorum insan bilmeyince tahminde yürütemiyor tabi. Arkadaşlarımdan biri nasılsın demese kimseye de anlatacağım yok nasıl olduğumu. Kendimi hastanede buldum birden. Yaşadığım şeyin erken doğum sancısı olduğunu ve hatta erken doğumu bilmeyecek kadar hamilelik cahiliyim.

1 hafta rapor, iğneler, ultrasonda tepişip duran Derin Hanım ve Deniz Bey'i görünce gözümde önemini yitirdi. İyilerdi çok şükür ama artık beni zorlayacakları belliydi. Tüm gün ayakta olmak bana göre değildi artık. Bu arada özel sağlık sigortalı olmam sebebi ile devlet hastanelerinde sağlık hizmeti almam sıkıntılı bir durum. Yaşadığımız yer Balıkesir malum devlet hastanesi dışında hiç bir hastanenin yeni doğan yoğun bakım ünitesi yok. Dolayısı ile eğer erken doğum yaparsam ben hastanedeyken bebeklerimi en yakını Bursa da olan bir hastaneye sevk ediyorlar. Bu duruma dayanabileceğimi sanmıyorum açıkçası. Ben burada onlar başka ilde nasıl olur ki? Hemen araştırmalara başlıyorum ve tedavimi de yapan doktorum erken doğum riskim sebepli 27. Haftadan İstanbul ’da olmamı, doğumu onun kontrolünde beklememi istiyor. Hem de hastanenin muhteşem bir yeni doğan yoğun bakım ünitesi var.  

Her şey daha netleşiyor zaman geçtikçe. İlk erken doğum riskimi 20. Haftada yaşıyorum ve bu korkunç deneyimle artık daha ürkek bir hamileyim. Her gün içtiğim bir avuç vitamin var, ikiz bebeklerimin benden beslenmemesi ve gelişimlerinin geri kalmaması için artık daha çok dinlenmeliyim. İkiz gebelikte doğum iznini 30. Haftada hakediyorsunuz. Normalde ise 34. Yani 1 ay erken ama maalesef ben riske atamadığım ve karnımı daha fazla taşıyamadığım için izne 25. haftada ayrıldım. 

22. haftamda İstanbul da doktorumun da tavsiyesi ile bir perintoloji uzmanına detaylı ultrasona gittim. İkiz gebelikte en önemli kontrollerden biri buydu. Bebeklerin her organı ve uzvu bu muayenede detaylı ölçüm ve kontrollerden geçti. Her şey yolunda gözüküyordu Derin ve Deniz kaşık pozisyonunda karnımda kıpraşıyorlardı. Hangisi olduğunu bilmiyorum ama biri diğerine sırtından bir sarılmıştı ki o görüntüyü ömrümce unutamam. Ve doktor beklenen öngörüsün de bulundu. 35 haftalık hamile tek gebe gibi karnın çok uzun süreceğini sanmıyorum hamileliğinin mutlaka ciğer geliştirici iğne olmalısın ve yeni doğan yoğun bakım ünitesi olan bir hastane seçmelisin doğum için..Gerçekten güvendiğim hiçbir doktor yanıltmadı beni tavsiyelerini dinleyen uslu bir hasta olarak bende her işimin yolunda gitmesi ile aldım mükafatımı sanırım.

27.haftam da İstanbul’a gedik annemle. Eşim çalıştığı için yanımızda değildi. Şimdi kendide dünyalar güzeli bir anne olan radyolog kuzenimin evinde bekledik miniklerimin gelmesini. 

Beni sevimli birer hamile olarak hatırlayan bütün dostlarıma selam olsun… Hiçbiri benim son günlerim de nasıl Shrek’e benzediğimi göremediler. Son delil olan fotoğrafları da evin zula köşelerine sakladım laf aramızda.

29. haftamda ciğer geliştirici iğnelerimi oldum. Bu çok tartışılan bir konu tıbbi etkisini bilmiyorum ya da açıklayamam ama gebeliğimin bu iğnelerden sonra daha da ağırlaştığını hissettiğimi itiraf etmeliyim. Kemiklerimin santim santim açılması ne demekmiş ve her kemik nasıl ağrırmış ben o günlerde öğrendim. O yüzden çok rica edeceğim kimse hamilelik zor demesin bana.

Sancı ne demek, nasıl başlar. Bu konuda söylemek istediklerim çok o yüzden haftaya bırakmakta fayda var. Zira herkeste farklı belirtileri olabiliyor. İkiz gebeliğin belki de en hassas konusu bu. Bir sabah ansızın doğurmakla yüzleşmek ne demek ayrı bir tecrübe. Hele ki henüz doğum konusun da hiçbir şey konuşmaya başlamadıysanız doktorunuzla. Daha hamileliğin tadına doyamayan ve hamile olmaya alışamayan ben ve doğumla yüzleşmem hikayenin devamı olsun. 

Güzel bebeklerimiz güzel annelerimiz güzel bir memleketimiz güzel hikaylerimiz olsun…

Sevgimle 
Hilal Anne


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder