7 Mayıs 2015 Perşembe

Mucize'nin Gebelik Günlüğü : Eriğime Dokunma!

Aşermek neydi?

Aşermek bir hurafeydi!

Aşermek bir yalandı!

Ama değilmiş. Anladım.


Ecem'e hamileyken bana "Aşermek nedir?" diye sorsaydınız. "Yaa abartılıyor canım. Öyle şey olur mu? Şımarıklıktan oluyor" derdim. Bende iki kez şımarıklık yaptım kabul ediyorum. Erişebileceğimiz şeyler olduğundan da rahatlıkla atlattım. Biri 80'ler dizisini izlerken üstü, artı şeklinde yarık poğaçaydı. "Ayyy olsa da yesek" dedim. Hızır koca, karısının o ana kadar ki tek aşermesini hemen yerine getirdi. 

 Hatay Unlu Mamüllerine girdiğimde tartları gördüm. Yıllardır görürümde hiç aklıma gelmez almak. Canım çekti ama umursamadım. Aman yemeyeceğim nasılsa almayayım dedim kendi kendime. O gece sabaha kadar rüyamda tartlar uçtu. Sabah birde Akhisar'a gideceğiz 5'te kalktık. Öyle böyle değil aklım tartlarda. Babam yanımızdaydı gitti Hatay unlu mamüllerinde aldı.  Simit fırını olduğu için o saatte açık. İşin garibi tartlarının kalmasıydı. Daha garibi benim o tartları o saatte yalayıp yutmamdı. 

Ama hiç birinde şimdiki kadar kötü olmamıştım. Yiyemeseydim hiç birini sancılar içinde olmazdım. Gözüm dönüp Cem'in kaç tane yediğini saymazdım. Unutur giderdim. 

Şimdi ise bir canavara dönmüş bir aşerme makinasıyım. Burak'a ilk hamile kaldığımdan beri aklım kirazda. Aralık ayında olduğumuzdan önemsemedim. Kirazın mevsimi yaklaştıkça benim heyecanım artıyor. Normalde de ben yaz yaklaştıkça erik, kiraz ve üzümü canım ister. Meyveyi çok seven biriyimdir.

Geçen hafta Survivor izliyoruz annemle. Saat olmuş 11. İnsafsızlar lahmacunları bir yedi. Nasıl açlıktır o kardeşim? O yeşil limonları sıka sıka, İbrahim Tatlıses iştahıyla bitirdiler. Allah'ım canım nasıl istedi anlatamam. Ciğerci kedisi gibi izledim yemelerini. Şimdi yazarken bile dilim kamaşıyor canım istiyor.  Onlar yiyor ben yalanıyorum. Annem "Çok canın çekti. Söyleyelim" dedi. Benim söylemem, gelmesi 12 oldu. Hiç acımadım iki tane lahmacunu kıvıra kıvıra, limon sıka sıka yedim. Aynı Pascal gibi parmaklarımı bile yaladım. 

Son 1 haftadır aşermenin boyutu iyice sapıttı. Tüm dünyam yeşerdi ve heryeri erik olarak görüyorum.Yiyorum yiyorum doymuyorum. Böyle bir şey yok. Sabah alıyorum bitiyor akşam bir daha alıyorum. Ağzımda hep bir erik tadı ve hiç bir şey yerini dolduramıyor.

Üçkuyular metrodan yarım kilo erik alıyorum İzmirspor durağına geldiğinde bitmiş oluyor. ( İzmir'de yaşamayanlar için süre vermem gerekiyorsa 15 dakika aradaki mesafe.) Eve geldiğimde şaşırdım çantanın içinde sadece çekirdekleri görünce.

Bu istek her geçen gün büyüyor. Yiyorum yetmiyor. Yedikçe yiyesim geliyor. Uyuşturucu gibi. Bir kamyon olsa yiyeceğim. Geçtiğimiz pazartesi sabah uyandım aklımda erik var sadece. Kahvaltı ettik Ecem'le, sanki erik yemediğim için doymamış gibiyim. Bir önceki gece bütün erikleri bitirdiğim içinde doyamıyorum. Ecem'de Urla'dan geldiği ve iki gün boyunca oyun oynamaktan uyumadığından şarhoş gibi. Uykusu var. Huysuz. Çıkamıyorum da dışarı. Çevremdekileri aradım kimsenin de evden çıkmasıyı tutmuş o gün. Kaldım mı evde? 

Ecem'in de o gün 3 saat öğle uykusu uyuyacağı tuttu. Başka zaman 1 saatte kalkar. Çocuğu çeçe sineği ısırmış gibi uyuyor.Yerini tutar belki diye soda içiyorum. İlk sodayı sade içtim. İkincisinin içine yarım limon sıktım. Kesmedi. Üçüncüsünün içine tam limon sıktım azda tuz attım. Belki erik tadı gelirde tatmin olurum diye. 4. soda baya bol limonlu bol tuzluydu. Ki ben 3 aya yakındır tuzu neredeyse çıkardım hayatımdan. Pilav bile pişirmiyorum evde vücutta su tutuyor diye. Tuza gömdüm kendimi. Hiç bir şey ağzımdaki erik tadını yatıştırmadı.

 Ecem uyansın çıkarım dedim. Uyandı ama hala yorgun. Kıyamıyorum da ona. Cem'e gelirken "Çok erik al" dedim. Eve geldi erikle. Resmen bozuldum, tavır yaptım, az almış diye. Akşam yemeği yemedim erik yiyebilmek için. Sayıyla yiyorum eriği. Ağzımda eviriyorum çeviyorum. Resmen az erikle doymaya çalışıyorum. Ertesi günde dışarı çıkamama ihtimalim var sonuçta. Belli mi olur Ecem'e? 

Bu kadar erik yemeninde yan etkileri olmaya başladı. Öyle bir hale geldim ki geceleri şişkinlikten uyuyamıyorum. Bağırsaklarımda davullu zurnalı düğün yapılıyor. Sürekli guruldayıp duruyor. Yine bu çilelere rağmen gözüm yanımdaki erik kasesinde. Durduramıyorum kendimi. Allah'tan tuzla falan sevmem hiç eriği. Has ve has erik tadını almam lazım. 

Bu boyutta aşermem olunca tabi neden erik diye araştırmaya başladım. Hamilelerin en çok tüketmesi gereken meyvelerden biriymiş. En ihtiyaç duyduğu vitaminler erikte bulunuyormuş. Bu vitaminler A, C, E vitaminleriymiş. Ayrıca hamilelerin en büyük sıkıntılarından biri olan kabızlığı önlüyormuş. Gerçekten önlüyor. Yaşıyorum şuanda :)

Benim en çok merak ettiğim şey kilo aldırıp aldırmadıydı. Aldırmıyormuş. Ama tuzla yememeniz gerekiyor. Çünkü tuz vücutta çok tuz tutup, şişmelere ve ödemlere sebep oluyor. Bebeğiniz için de çok sakıncalı. 

Uzatmayayım da erik yemeye döneyim ben. 


Süt Anne.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...