Sayfalar

27 Temmuz 2015 Pazartesi

Mucize'nin Günlüğü : Son 1 Gün

Yarın sabah bu saatlerde Burak kucağımda ikinci çocuk olsa da tecrübesiz de onun tutup emzirmeye çalışıyor olacağım.

Gözlerim dolu dolu oluyor. Tuhaf düşünceleri aklımdan atmaya çalışıyordum. Ben pek başarılı olamadığımı anlayan Ecem imdadıma yetişti.

Cuma gününden beri ateşli. Beni oyalayacak bir uğraş yaşatmış oldu. Uykusuzluk antremanları yaptırdı. Uyku konusunda kondisyonum yüksek olduğu hatırlatmış oldu bana. Ama hamileliğin verdiği sakarlık ve cümlelerin birbirine girmesi ortaya çıktı. Kafamı tam toplayamıyorum.



Ecem açıkça söylediği şey şuydu bana "Hey Anne! Kendini düşünecek zaman değil. Ben varım ve bir bebek daha olacak. Toparlan ve boş stresler yaratma"

Birde sıcak! Urladayım ona rağmen her yerimden ateşler çıkıyor. Burada hiç bitmek bilmeyen, sersemletici rüzgarımız olurdu. O da 3 gündür uğramıyor. Azcık bir esinti çıktı mı "Aha o rüzgar geri mi dönüyor" diyorum. Yanlış alarm olduğunu anlıyorum.

O yüzden fırsat buldukça denizdeyim.  Konuda insanlardan değişik değişik tepkiler alıyorum. "E. Suda doğuracaksın." Doğurayım ne güzel işte ne hastane ne doktor masrafı ne de sezeryan stresi yaşayacağım. Oh valla en azından kendimi en rahat en hafif hissettiğim yerde doğurmuş olurum. Hoş doktorum Burak Bey'de benle olsa iyi olur ama. Evlerimiz yakın belki denk gelirdi o da bize.

İkinci tepki gezmek. Ben kardeşim gezmeyi seviyorum. Benim ailemdeki tüm kadınlar sever. Genetik özelliğimiz bizim bu. Böyle alışmışız. Kendimizi motive etme yöntemimiz. Ben bunu çok anlatıyorum. Teyzem doğum sancısıyla bütün Bursa'yı gezmiş. Akşama da gitmiş doğurmuş. Yani böyleyiz.

Doğumun sonu yaklaştıkça "Eh şimdi 40 gün çıkamazsın sen" diyorlar. "NEDEN?!" Bunun tam olarak bana mantıklı açıklamasını yapanı bulun 2 gün dışarı çıkmayacağım. Vallahi söz. Tekrar ediyorum Burak'ta dışarı çıkmaya alışacak. Aynı Ecem gibi. Dışarıda mutlu olmayı vakit geçirmeyi sevecek. Yağmur, kar kış farketmeyecek.

Size Ecem'deki gezmek aşkını şu "Bayramda araba rahatlığıyla gezen Ecem'in isyanı" Arabasızda olsa gittik o gezmeye.



Herhalde bugün denize girmem diye düşünüyorum. Evde işlerim var. Ama çok sıcak basarsa durmam mümkün değil. 40 gün gezmek yasak değil ama denize girmek yasak. O yüzden bol bol doymalıyım denize. Vücudum hararet yaptığında, o koca göbekle denize girdiğim anları hatırlayıp rahatlamayı düşünüyorum.

Kafamdaki aptal, "Ya..." lı cümleleri yazmadan kendimi durdurmak istiyorum. O yüzden etrafımdaki bana uzaylı gibi bakan insanları yazmayı tercih ediyorum.

Doğurmayı en çok Ecem'i rahat rahat kucağıma almak için istiyorum. Yanıma gelip "Anne kucak" deyince ona boş gözlerle bakmak zoruma gidiyor. Bacağım ağrıyor diye bahane uydurmaktan artık çok sıkıldım. Çünkü bacağım ağrıyor dediğimde "Anne sırtıma bin." diyor. Ya da koşup buzluktan buz getiriyor. Burak'la Ecem'i kollarımı kocaman açıp taşımak istiyorum.

Neyse o cümleler başlıyor. Hemen ekranı kapatmalıyım. Son olarak Ecem'i dinlediğimiz şarkı hepinize gelsin.


Dualarınızı eksik etmeyin. Bana bol şans dileyin. 












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder