21 Şubat 2016 Pazar

Kim Bu Mucizenin Annesi : 16. Hafta

 


Neye tutunmaya çalışsak elimizde kalıyor sanki. Amniyosentez yaptıracağımdan ve down sendromu riskinden haberdar olan herkes benimle birlikte araştırma yapmakta. "Geçen gün şunu duydum bak sende de böyle bu iyiye işaret" diye konuşuyoruz, içimize su serpiliyor. Sonra bir şey daha duyuyoruz, içimizdeki su anında buharlaşıyor. Kendimi en başından beri kesinlikle iyiye endekslemedim ki zaten tarzım değil. Hemen her şeyde öncelikle kötüye alıştırırım kendimi. İyiye herkes kolay adapte olur. Önemli olan kötüyü göğüsleyebilmek.


Tüm bunlarla boğuşurken, ruhsal çatışmalar devam ederken işlem günü geldi çattı. Sabah erkenden hastaneye gittik eşimle. Giriş ve yatış işlemleri yapıldı. Belli başlı tetkikler için kan alındı.Yatağım gösterildi ve başladık beklemeye. Heyecanım, tedirginliğim, korkum tavan yaptı resmen. İşlemin nasıl olduğunu, ne şekilde olduğunu anlatılanlardan ya da okuduklarımdan biliyorum ama yaşamadan yetmiyor ki biliyor olmak.

Neyse sıram geldi.

Eşimi odaya almadılar. Klasik devlet hastanesi prosedürü. Ultrason ekranı karşımda, ben sedyede. Karnımı iyice açtım. Karnımı dezenfekte ettiler. Aletleri, iğneyi, streil ekipmanı hazırladılar. Karnıma ortası delik meşhur ameliyat yeşili bir örtü örttüler. Hoca geldi odaya. Önce bizim beyefendi karnımda nerede, nasıl uzanmakta onu tespit ettiler. Sonrasında karnımın sağ alt tarafından iğneyle işleme başladılar. İğneyi medikal malzemeler satan bir yerden hocanın istediği özelliklerde biz aldık. İncecik bir iğneydi. 3 katman hissettim sadece iğne plesantaya ulasana kadar : Pıt... Pıt.. Pıt...

Acı yok.

Sonra hocanın yan dal asistanı 5cc'lik 4 tane enjektör doldurdu. Toplamda 20cc su alındı. O kadar hızlılardı ki işlem bittiği halde ben devam edecek sandım. 5 dakika civarı sürdü başlangıçtan bitişe. En son bebeğimin kalp atışları kontrol edildi. Çünkü işlem sırasında da kalp atışının durması riskler arasındaydı. Her şey yolundaydı. İşlem bittikten sonra ben odama gittim ve bir süre hiç kalkmadan yatmam öğütlendi.

Bende inanılmaz bir hafifleme, inanılmaz bir rahatlık belirdi. Sanki omuzlarında dünyayı taşıyan ben, bir beş dakika dünyayı köşeye bırakıp çay molasına çıktım. Korkularımın yersiz olduğunu anlamaktan kaynaklıydı sanırım.

Öğleden sonra mesai bitimine yakın taburcu ettiler beni. Taburcu olmadan önce Anti-D denilen kan uyuşmazlığında gebeye yapılan iğneden yapıldı. İlk gebeliğimde de olmuştum. Bu işlemin riskleri arasında bu da varmış. Bebeğin sıvısından gebenin kanına herhangi bir sızıntı olursa gebenin vücudu bebeği bir düşman olarak kabul edip yok etmeye çalışırmış. Bunu önlemek için o iğne yapılırmış. ( Dipnot : kan uyuşmazlığı annenin negatif babanın pozitif olduğu durumlarda geçerlidir. Bu bilgiyi hemen panikle kendinize uyarlamayın. Gebe kafasıdır, her şeyi düşünür bilirim. )

O akşam bizim bir numara ananesinde kaldı. Ben de güzelce uyuyup dinlenmeye çalıştım. İşlemden sonra 1-2 gün daha özen gösterdim hal ve hareketlerime. Tetikteydim sürekli ya kanama olursa, ya suyum gelirse diye.

Neyse ki isleme bağlı hiçbir sıkıntı yaşamadım. Ama derdimiz bitmedi. Yenisi eklendi. Sonucu öğrenmek için en az 2 hafta var önümüzde. Sabırla bekliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...