Bu ara hep diyorum ya zaman geçiyor. Şimdi bir bakmışım tam ortasındayım hamileliğin. Önümde bir bu kadar daha hamilelik var. Ve Burak kucağımda.
20. haftada kontrolüm vardı. Kontroller beni biraz gergin yapıyor. İnsan herşeyin yolunda gittiğini düşünce de ya bir aksilik varsa demeden edemiyorum. Bir kaç gün önceden uykusuzluk başlıyor.
Bu sefer kafama taktığımı söylediğimde güleceksiniz. Biz öyle yerinde duran ana kız değiliz ki. Ya güreşiyoruz ya da kucak kucağız. Çocuk öyle alışkın ki oyun oynarken bile pat kendini atıyor kucağıma. Altını değiştirirken oyun olsun diye bacaklarıyla tepme atıyor bende "Ayy Ayy" diye bağırıyorum. Hangimizin ayağı çıplaksa hemen gıdıklamaya başlıyoruz. Pek evcilik modunda değiliz.
Burak'ın hareketlerini hissetmeye başladığımdan beri anlatmaya başladım. "Annecim, bak kardeşim içimde. Sen benim üstüme böyle atlarsan onun canını yakabilirsin" diyorum. Bir iki dikkat ediyor, görünürde kardeş olmadığından unutup tekrar kucağıma zıplıyor.
Burak'ın hareketlerini hissediyorum ya kafamda kurmaya başladım tabi ben. Kontrolden önceki gece rüyamda ultrasonda bakıyor doktor Burak'ın kafasının bir yeri çökük. Bir başlıyorum ağlamaya "Ahh çocuğumu yamuk kafalı yaptık"diye. Susturamıyorlar beni. Doktor gelişimi norma sıkıntı olmaz falan diyor ama ben duymuyorum. Birde arkasından Ecem'le oynamadan nasıl geçecek bu kadar vakit, çocuğum yalnız mı kalacak diye dövünerek ağlamaya başlıyorum. Uyandığımda salak bir rüya olduğunun farkındaydım ama içimi kemirmeye başladı yinede. Daha öncede sormuştum doktorumuza bir şey olmaz demişti. Hormon kafası olmayanı olur yapıyor.
Geçen sefer gittiğimizde Burak Bey (doktorumuz :)) "EE az kişiniz. Geri kalanınız nerede?" demişti. Çünkü Ecem'de en az 4 kişi gidiyorduk. Sadece cinsiyetini öğrenmeye gittiğimizde yanımızda kimse yoktu. O da denk gelmişti. Bu sefer ki kontrolde hemen kalabalıklaştık 4 kişi yine oradaydık. Ailemiz değil arkadaşlarımla gittim. Benden meraklı ve heyecanlı olduklarını düşünürsek bu gayet normal. Babaanneyi hazır yakalamışken İzmir'de Ecem'i bırakıp, kontrol öncesi güzel bir yemek ve tatlı sefası yaptık. Burak, Ecem gibi değil. "Aç ayı oynamaz anne" diyor. Kontrolle aç gittiysem öylece uyuyor. Eh boşuna dememişler "Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer" diye.
Tam vaktinde doktorda olduk. Hep beraber girdik ultrason odasına. Açtım vaktinden önce büyüyen göbeğimi. Başladı doktor yine konuşmaya. Kader anıları. Artık az buçuk biliyorum neyin ne olduğunu. İlk önce kafasından başladı. Şükür beyni ceviz görünümde gayet iyi yani. Ense kalınlığı, burun kemiğini ve burun kemiğinin üstünde sıvı toplanıp toplanmadığına baktı. Damağında yarıklık, damak kemik gelişimine ve dudak yarığını yani tavşan dudak olup olmadığını kontrol etti.
Sonra karın bölgesine geçti. Kalbinin atışına baktı. Ben bu sırada yine gergindim. Çünkü Ecem'in bu haftada kalbinde nokta çıkmıştı. Bu beyaz nokta genellikle down sendromu çocuklarda olduğundan riskimi düşürmüştü. 37. hafta geldiği gibi gitmişti. Burak'ta böyle bir durum yoktu. Açıkçası çok rahatladım. Diyafram oluşumuna, mide boşluğuna ve genel olarak erkek çocuklarında görülen böbrekte su toplanıp toplanmadığını kontrol etti.
Sonra uzuvlarına baktı. Tek tek kol ve bacaklarını gördük. İncecik upuzun oğlum :) ( Kuzguna yavrusu güzel gelirmiş ya!) Ultrason muayannesi bitmiş oldu.
Doktorumun bana anlatacakları ve vereceği görevler vardı bu ay. İlk önce hareketlerini hissedeceğimi söyledi. Ben zaten 17. haftadan beri hissediyorum. Deneyimli anne olmanın faydası :) 22 haftadan itibaren önemli bir görevim vardı. 24 saat boyunca hareketlerini saymam gerekiyor. Zaten bu benim en sevdiğim görev. Gün içinde dinlenirken en az 10 net hareket hissetmeliydim. Eğer sayı bundan az olursa hemen doktorumu aramalıydım. Bu aradaki önemli nokta hareketlerini hissetmek için oturur ya da yatar pozisyonda olmak gerekiyor ilk başta. Çünkü siz hareket ettikçe karnınızdaki bebek sallanacağından devamlı uykuda olacak. Hareketleri grup grup saymamalısınız Ve her hareketini sayıp 1000 küsürlere ulaşıp kafayı sıyırma moduna gelebilirsiniz. Annelik böyle işte.
İşte o günler geldi uykumu karışılan. Zaten rahat uykularla doluyum ve daha da olacağım. Sol tarafıma yatmaya özen göstermeyliyim. Çünkü bir süre sonra sadece o tarafa yatacağım. Yine ikinci hamileliğim olduğundan tecrübemi konuşturarak hamileliğin ilk zamanından bu yana kendimi alıştırmaya başlamıştım. Bebeğe giden kan damarı sağ taraftan geçiyor. Sırt üstü ya da sağınıza yattığınızdan bebeğe giden kan akışını önlüyorsunuz. Ecem'de eşimden yardım istemiştim. Uyurken dikkat etmek zor oluyor çünkü. Sağıma veya sırt üstü döndüğümde beni döndürüyordu. Zaten bir süre sonra alışıyorsunuz. İlk bir kaç hafta sıkıntı oluyor.
20 hafta kontrollerimiz böylece bitmiş oldu. 4 hafta göremeyeceğiz güzel yüzünü.
Süt Anne
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder