18 Aralık 2014 Perşembe

Bu Yol ‘ANNE OLMAYA’ Gider..

Bu yol ‘ANNE OLMAYA’ gider.. Genç kadın ve genç adam aşık olurlar, dillere destan düğünlerinin ardından genç kadın sabah mide bulantısı ile uyanır. Hemen takvime bakar, kadının elinde bir gebelik testi görülür, gözünden yaşlar süzülür... Ya da genç kadın hiç olmaması gereken birine aşık olur, beraber olamayacakları bellidir, bir gün kadının başı döner, bayılır, hastane de hamile olduğunu öğrenir, gözünden yaşlar süzülür...


Ben bu filmlerin izlerken gözümden hep yaşlar süzülür.

Hayat bazılarımız için hiçte filmlerde ki gibi değil maalesef…
Türk toplumunda bekarsanız herkes neden bir sevgiliniz olmadığını, sevgiliniz olursa ne zaman evleneceğinizi, evlendiğinizde de ne zaman çocuğunuz olacağını sorgular. Hele ki çevreniz çocukları çok sevdiğinizi biliyorsa bu sorular uzar, büyür, ağırlaşır.
Bir süre sonra bu yükü tek başınıza kaldıramaz ve en yakınınız olan bazı dostlarınıza bebek hasretinizden ya da hayallerinizden bahsedersiniz. İlk tepki acıyan gözlerle bakmaları ve dualar etmelerinin ardından, bir gün duyarsınız ki bu en yakın bildiğiniz insan hamile ve size bile söylememiş..bahane hep aynıdır hele bir 3 aylık olsun herkese söyleyecektik…
Hayır ,evlat hasreti çeken kadın anlamaz bu lafları. Yüreğindekinden bahsettiyse size bu bahaneyi anlayamaz. Hemen başlarsınız kendinizi sorgulamaya… Kıskanacağınızı mı sandı acaba, nazar değdireceğinizi mi düşündü.. Yoksa o hamile diye üzüleceğinizi mi??? Hayır bunların hiç biri olamaz… O bu dünyada ki en güzel şeye sahip diye sizin onu kıskanmanız mümkün mü?
Anneliğin doğurarak olduğuna inanlardan değilim, hiçbir zaman da olmayacağım. Annelik insanın içinde ya vardır ya da yoktur. İlk negatif tüp bebek sonucumu aldığım da çok ağladım evet. Dondurulmuş embriyolarım da vardı evet, şanslıydım belki de. Umutluydum da. Ama bildiğim bir şey vardı ki. Benim ruhum artık ANNE olmak istiyordu. Siz buna ister biyolojik saat deyin ister takıntı ister inat…
2. deneme için ruhumu onarmaya başladığımda bildiğim ve emin olduğum tek bir şey vardı. Eğer bu deneme de negatif olursa hemen sosyal hizmetlerle görüşmelere başlayacaktım. Evlat edinmek için daha fazla beklemenin anlamı yoktu. Ben anne olabilirdim hem de bütün çocuklara.
Belki bundan emin olduğum için evlendiği ilk ay hamile kalan hiçbir akraba gelininin ya da hiç düşünmüyorduk ama kısmet diyen hiçbir arkadaşın hamilelik haberine üzülmedim, kıskanmadım. Ne mutlu onlara dedim. Annelik başka bir hal. Sonradan kazanılmaz. Dışarıdan eklenmez. Aranmaz. Kaybolmaz. Eksilmez. Eskimez. Bu yüzdendir ki bu yolda başınızdan geçen hiçbir şeyi saklamayın ya da en yakınlarınızın sizden saklamasına sebep olmayın. Böyle bir yolda savaş verdiğini bildiğiniz dostlarınız varsa sizin hamilelik haberinizi sizin ağzınızdan duysun.
Eğer ömrümün sonuna kadar biyolojik olarak anne olamayacak olsam ne yapardım? Bu soruyu çok sordum kendime.
Ben anne olma hakkımı kadere teslim edemezdim. Bu yüzden umudumu kaybetmedim zaten. İlk negatiften bu kadar güçlü ayağa kalkmamı beklide bu kararlılığıma borçluydum.
Sadece bir ay aradan sonra yine hastane yollarına düşmüştüm.
Bazen bakıyorum da annelik üzerine yazacak ne çok cümlem söyleyecek ne çok lafım varmış. Ne ara öğrenmişim bunu ben.
Annemden mi öğrenmişim anneliği… Öyle olsa gerek… İyi bir annem olmasa anneliğe bu kadar inanır mıydım hiç?
Şimdi de anneliği yaşamanın ve yaşatmanın keyfini sürmeye, henüz anne olamayan arkadaşlarımın bu süreçte ruhlarına verdikleri zararı görmelerine yardım etmeye, belki de hiç anne olamayacaklara da anneliğin ille de biyolojik olmadığını anlatmaya çalışıyorum. Bu artık benim sorumluluğummuş gibi geliyor bana. Her insanın dünyaya gelmesinin bir sebebi varsa eğer, benim ki de annelik olsa gerek. Dilerim yıllar sonra anneliğimden memnun evlatlar yetiştirmiş ve birilerinin zihninde anneliğe dair birkaç iz bırakmış olurum..

Hilal Anne.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...