27 Ağustos 2015 Perşembe

Lohusa Halleri #4 : Deniz


Ben yaz biterken yazı özlemeye başlayan insanlardanımdır. Yaz, deniz, kumsal... Bu kelimeler beni anlatır.
Haziran doğumlu olduğumdan mıdır bilmem ama deniz benim için başkadır. Bir yere kahvaltıya gidiyorsak mutlaka deniz görmeli. Deniz gören ev -kümes kadar küçük olsada- benim için şatodur. Denizin kenarına gitmeme gerek yok uzaktan dahi görsem rahatlamama yeter. Ona baktım mı bütün üzüntüm dağılır. Orada olduğunu bilmek bile bana yeter.

17 Ağustos 2015 Pazartesi

İnsan Enkazlar

17 Ağustos depremini hissetmedim. Akçay en çok hisseden bölgelerden olmasına rağmen. Allah'ın şanslı kullarındanım. Bana sunduğun bir lütuf hissetmemem. Deprem korkusunu yaşamıyorum. Kimilerine anlamsız gelen o paniği yaşamıyorum.

Ben depremi yeni yatmış olmama rağmen hissetmedim ama arkasında bıraktığı bir çok enkazı gördüm. Öyle moloz yığınlar değil. 

İnsan enkazlar! 

Tüm kanatları kırılmış, korku göz bebeklerine işlemiş insanlar. 

Garip bir devletimiz var. Depremden etkilenen aileleri diğer bir deprem bölgesi olan Akçay'a yerleştirdiler. Bir anda yüzlerindeki acılarıyla sınıflarımızdaydı bir çok depremzede çocuk. Sormak istediğimiz bir sürü soru vardı ama soramadık hiç. Öyle derindi ki bakışları cesaret edemedik. 

Depremle birlikte bir çok hayalleri, hayatları, cesaretleri yıkılmıştı hepsinin. Bir anda gözleri açıkken kabus yaşamışlardı. 

En yakın arkadaşım oldu içlerinden 3 tanesi. Hatta can dostlarım oldu. Samimi olmamıza, herşeyi paylaşmamıza rağmen hiç soramadım onlara o geceyi. İsterlerse anlattılar. Yorum yapmadan, anlamaya çalışmadan öylece dinledim. Çünkü ne hissettiklerini anlayamazdım. 

Bir sesle evim yok olmamıştı benim, sabah birlikte oynadığım arkadaşımın enkaz altında kalmamıştı, amcam ve yengemin cesedi kaybolmamıştı, beni eve bırakan sevgilimi kaybetmemiştim. Yani anlayamazdım hiç bir zaman onları. 

Telkin cümlelerinden ve sarılmaktan başka şansım olmadı onlara. 

Kendileri anlattıkları şeylerden en çok içime işleyen cümle şuydu. Aslında çok derin bir şey değil. Ama aklımda o korkunç manzarayı canlandıran bir şey. 

Sinirleri bozuk, kahkahalarla gülerek anlatmıştı "Bizim balkondaki soğanlar karşı aparmanın enkazının üzerindeydi" Biliyorum komik bir cümle gibi ama anlatışı öyle içime işlemişti ki. Günlerce aklımda canlandırmaya çalışmıştım. Hala bile kulaklarımda o anlatışı.

Anlatırken yaşadıklarını bedenen yanımdaydılar ama ruhları enkaz altında kalmıştı hepsinin. Yıllar geçmesine rağmen hala bugün hala oradalar. 



14 Ağustos 2015 Cuma

Lohusa Halleri #3 : İlk Uykusuz Gece

İyidik böyle. Emiyordu uyuyordu. Gözünün bir tanesini açtı mı seviniyorduk.   Altını değiştirirken bile uyuyordu. 

Ne oldu böyle birden bire?

Biliyordum zaten bu ilk uykusuz gecenin geleceğini. Hiç bir rüya uzun sürmez. Her masal mutlu bitmez. 

8 Ağustos 2015 Cumartesi

Lohusa Halleri #2 : Kucak


Hamileliğimi Ecem'e çok yansıtmadan geçirdim çoğu zaman. Kapris yapmadım, kardeşin var deyip onunla ilgisiz davranmadım. Hatta bazen abarttım ilgi dozunu.

Kızdığımda hamilelikten dolayı kızıyorum deyip kendimi üzdüm. Çoğu bağırmamın sebebini içimdeki kudurmuş hormonlara bağladım. Ara ara uyanıp, her annenin çocuğuna kızdığını gördüm. Yani benim tepkilerim normaldi. Ama ben ona hiç kızmamam gerektiğini düşünüyorum hep.

Sona doğru onunla oynamam zorlaşmaya başladı. Hareketli olduğumdan hareketliliğine yetiştim. Yorgunluğumu o uyurken atmaya çalıştım. Ama bir konuya yetişemedim ve hala yetişemiyorum.

Kucak istemesi. 

4 Ağustos 2015 Salı

Lohusa Halleri #1 : Motivasyon

Kendi kendimi motivasyon etmem yetmedi. Yeni doğum yapacak arkadaşımla konuşurken ağzımdan bu cümleler döküldü;

"Sen oturup ağlasanda o çocuğun başında, o çocuk yine ağlayacak. Sen ameliyattan korksanda can acını düşünüp karalar bağlasanda, o acılar olacak. Başına geleceklerle ilgili planlar yapmaya çalışsanda, o planların hiç biri tutmayacak. 

O zaman ne yapacaksın? 

Herşeyi  akışına bırakıp olacakları sakin ve kararlı bir şekilde planlara bağlı kalmadan kontrolün altında yönetmeye çalışacaksın. Sen ne yaparsan yap, nereye gidersen git , kim yardım ederse etsin bunlar olacak. En güzeli kabullenip yaşanmasını beklemek."

Gerçekten annelik böyle birşey bence. Kendini mükemmel anne kalıbına sokmaktansa akışına bırakmış anne kalıbına girip bebeğinle sen mutlu olmaya çalışmalısın. 

Süt Anne 
Açelya
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...