20 Haziran 2016 Pazartesi

Kim Bu Mucizenin Annesi 33. Hafta

     İznin bir haftası bitti bile. Gebeliğiminse 33.haftasına geldik. Zaman hem geçiyor hem geçmiyor sanki. Ne zaman geldik 33’e ya da Bennu ne zaman doğdu da büyüdü de abla olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.

       Bennu’yu doğurduğumdan beri hep vardı aklımızda ikinci çocuk fikri. Bir ara meşhur olan “ Tek Çocuk “ furyasına hiç kapılmadık. Zaten hiç anlam veremiyorum. Bu düşüncede olanlara sorduğum ilk soru “ Senin kardeşin var mı? “ oluyor. Eğer cevap “ Evet. “ ise hiç kaçarı yok o kişinin ütülerim kafayı J

       Yalnız kalmamalı bence çocuklar. Kardeşliğin değerini, paylaşmanın önemini ilk önce evde öğreniyorlar. Evde öğrenemeyenin sosyal çevrede öğrenmesi ya zorlaşıyor ya da aşırı yaşıyor bazı şeyleri. Bu düşüncelerimi her gün birçok insan yavrusuyla haşır neşir olup günde en az 5-6 türlü problem çözmeye çalışırken edindim. Ayrıca hiçbir zaman bize baksınlar yaşlanınca diye bir düşüncem olmadı. Olsa  5-6 tane doğururum. Her 2 ayda bir birine giderim, ohh yolumu bulurum. Yok tabii ki böyle bir dünya.

        “ Kardeş Şart “ akımını seviyorum ben. Sosyal medyada dolaşırken birçok örnek görüyorum. Bazen gördüğüm örnekler beni bile şaşırtıyor. Kucağındaki daha yaşına girmemiş bebe, karnındakiyle de gebeliği yarılamış. O kadarına pes diyorum işte. Allah kuvvet, sabır versin.

          Hamilelikler arasında hem kadının beden sağlığı açısından hem de bence yaşanılan süreci özlemek adına makul bir aralık olması lazım. Ben çok özledim hamileliği mesela. İmrenerek, mutlulukla bakardım gebeleri. Yüzümde anlamsız, aşırı bir tebessümle… Bazen diyordum kendi kendime acaba tekrar hamileliği yaşamak için mi istiyorum ikinci çocuğu J Sonra Tuna’nın geleceğini öğrendik. Ama ne öğrenmek ilk hafta yazılarımdan hatırlarsınız. Beklediğim bu değildi. Gebelik testi pozitifse hemen ultrasonda da kese görünmeliydi. Çünkü Bennu’da öyle olmuştu. Başka türlüsünden haberim yoktu. Bennu’daki gibi bir seyir beklerken apayrı bir durumla karşılaştım ama her şeye rağmen çok güzeldi o duyguyu tekrar tatmak.

          O ilk izlenimden bu yana kaç gün, kaç hafta, kaç ay geçti. Birden sonraki her çocuk arada derede öyle böyle fark etmeden büyüyor diyorlar tecrübeliler. Bence hamileliği de buna dahil etmek lazım. Bennu’ya hamileyken sindire sindire yaşamışım tüm duyguları. Ama şimdi paylaşıyorum hayatın çeşitliliğiyle gebelikte yaşadıklarımı. Bennu’ya hamileyken cumartesi günü dönerdi haftalarım. Her cumartesi sabahı kalkar, bilgisayar başına geçer, o haftanın gelişimini okurdum. İstisnasız her hafta. Ama şimdi bildiğimden midir, fırsat bulamamaktan mıdır aklıma gelirse bakıyorum. Bennu’dayken okulum farklıydı ve az dersim vardı. Eve gelip uyuyup Esra Erol izlerdim. Şimdiyse evde beni bekleyen bir kuzucuk, ben aksam 7’de anca evde oluyorum. Eve gelip kıpırdamadan 1 saat yatmak bile nimet. Şartların farklılığı gibi gebeliğin ilerlemesi de farklı. Belki o yüzden belki bu yüzden bu diğerine benzemiyor bu kesin.


          İnsanların farklılığı ana rahmine düşmesinden itibaren başlıyor bence. Fakültede bize en çok kavratmak istedikleri “ Her birey birbirinden farklıdır. Bireysel farklılıklara çok dikkat etmelisiniz. “ düşüncesiydi. Bunu bir kez daha pekiştirdim. Tuna elbette farklı bir çocuk olacak ablasından. Tekmelerinin şiddeti, niteliği bile farklı. Fabrika aynı ama seri imalat mümkün değil J

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...