İznin bir haftası bitti bile.
Gebeliğiminse 33.haftasına geldik. Zaman hem geçiyor hem geçmiyor sanki. Ne
zaman geldik 33’e ya da Bennu ne zaman doğdu da büyüdü de abla olma yolunda
emin adımlarla ilerliyor.
Bennu’yu doğurduğumdan
beri hep vardı aklımızda ikinci çocuk fikri. Bir ara meşhur olan “ Tek Çocuk “
furyasına hiç kapılmadık. Zaten hiç anlam veremiyorum. Bu düşüncede olanlara
sorduğum ilk soru “ Senin kardeşin var mı? “ oluyor. Eğer cevap “ Evet. “ ise
hiç kaçarı yok o kişinin ütülerim kafayı J
Yalnız kalmamalı
bence çocuklar. Kardeşliğin değerini, paylaşmanın önemini ilk önce evde
öğreniyorlar. Evde öğrenemeyenin sosyal çevrede öğrenmesi ya zorlaşıyor ya da
aşırı yaşıyor bazı şeyleri. Bu düşüncelerimi her gün birçok insan yavrusuyla
haşır neşir olup günde en az 5-6 türlü problem çözmeye çalışırken edindim.
Ayrıca hiçbir zaman bize baksınlar yaşlanınca diye bir düşüncem olmadı. Olsa
5-6 tane doğururum. Her 2 ayda bir birine giderim, ohh yolumu bulurum. Yok
tabii ki böyle bir dünya.
“ Kardeş Şart “
akımını seviyorum ben. Sosyal medyada dolaşırken birçok örnek görüyorum. Bazen
gördüğüm örnekler beni bile şaşırtıyor. Kucağındaki daha yaşına girmemiş bebe,
karnındakiyle de gebeliği yarılamış. O kadarına pes diyorum işte. Allah kuvvet,
sabır versin.
Hamilelikler arasında hem kadının beden sağlığı açısından hem de bence
yaşanılan süreci özlemek adına makul bir aralık olması lazım. Ben çok özledim
hamileliği mesela. İmrenerek, mutlulukla bakardım gebeleri. Yüzümde anlamsız,
aşırı bir tebessümle… Bazen diyordum kendi kendime acaba tekrar hamileliği
yaşamak için mi istiyorum ikinci çocuğu J
Sonra Tuna’nın geleceğini öğrendik. Ama ne öğrenmek ilk hafta yazılarımdan hatırlarsınız. Beklediğim bu değildi. Gebelik testi pozitifse hemen ultrasonda
da kese görünmeliydi. Çünkü Bennu’da öyle olmuştu. Başka türlüsünden haberim
yoktu. Bennu’daki gibi bir seyir beklerken apayrı bir durumla karşılaştım ama
her şeye rağmen çok güzeldi o duyguyu tekrar tatmak.
O ilk
izlenimden bu yana kaç gün, kaç hafta, kaç ay geçti. Birden sonraki her çocuk
arada derede öyle böyle fark etmeden büyüyor diyorlar tecrübeliler. Bence
hamileliği de buna dahil etmek lazım. Bennu’ya hamileyken sindire sindire
yaşamışım tüm duyguları. Ama şimdi paylaşıyorum hayatın çeşitliliğiyle
gebelikte yaşadıklarımı. Bennu’ya hamileyken cumartesi günü dönerdi haftalarım.
Her cumartesi sabahı kalkar, bilgisayar başına geçer, o haftanın gelişimini
okurdum. İstisnasız her hafta. Ama şimdi bildiğimden midir, fırsat bulamamaktan
mıdır aklıma gelirse bakıyorum. Bennu’dayken okulum farklıydı ve az dersim
vardı. Eve gelip uyuyup Esra Erol izlerdim. Şimdiyse evde beni bekleyen bir
kuzucuk, ben aksam 7’de anca evde oluyorum. Eve gelip kıpırdamadan 1 saat
yatmak bile nimet. Şartların farklılığı gibi gebeliğin ilerlemesi de farklı.
Belki o yüzden belki bu yüzden bu diğerine benzemiyor bu kesin.
İnsanların farklılığı ana rahmine düşmesinden itibaren başlıyor bence.
Fakültede bize en çok kavratmak istedikleri “ Her birey birbirinden farklıdır.
Bireysel farklılıklara çok dikkat etmelisiniz. “ düşüncesiydi. Bunu bir kez
daha pekiştirdim. Tuna elbette farklı bir çocuk olacak ablasından. Tekmelerinin
şiddeti, niteliği bile farklı. Fabrika aynı ama seri imalat mümkün değil J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder