21 Mart 2018 Çarşamba

Ege+1: Dört Yapraklı Yoncam ve Beyhude Endişelerim


Bugün 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü. Down Sydrome International’ın bu yılki teması: “Toplumuma kattıklarım”. Temanın hedeflerini sizler için Türkçeleştirdim.

"Toplumuma kattıklarım "
Down sendromlu tüm kişiler, topluma katkı sağlama fırsatına sahip olmalı ve diğer kişilerle tam ve eşit şekilde toplumun tüm alanlarına dâhil olarak değerli yaşamlar sürmelidirler. 
Dünyanın neresinde yaşıyor olursa olsunlar fırsat verildiğinde Down sendromlu kişiler topluma çok fazla katkı sağlayabilir ve sağlamaktadır. 
Fakat pek çoğunun anlamlı katkılar yapması engellenmektedir. 
21 Mart 2018 Dünya Down Sendromu Günü’nde tüm Down sendromlu kişilere toplumlarına kattıklarını dünyaya anlatmaları için çağrıda bulunuyoruz. 

12 Ağustos 2017 Cumartesi

Hilal Anne: Merhaba Ben


Merhaba ben;

Senin için bu hayatta çok şey yaptım ama  sana hiç yazmadım. Sana sözler verdim belki tuttum belki tutmadım.

Sözler uçtu geriye sadece gözlerin kaldı. Onlarda şimdi hiç sen değil.

Bakıyorumda yaşını almışsın ; iyice ağırlaşmış içinde ki dağlar.

Sesini ninnilerde duyar olmuşum sadece şarkılarını unutmuşsun.Kahkahaların bile gölgelenmiş.

Ne yormuş seni bu kadar?

Yoksa olgunluk dedikleri bumu? Bilemedim...

Benim içimde bana benzmeyen, benim büyütmediğim biri gibisin şimdi.

Kendim ...kendine gel.

Kendin için yaşa, kendini sev.

Ben bir sen bilirim gerisi zaten senden ötürü.

Bir cümle kurup vazgeçme artık iki cümle kur olmadı üç ,dört, beş.

Kendim kendin ol!Elimi tut inan pişman olmayacaksın.

Ne kadar kendinsen o kadar güçlü olacak senden gelenler, senle olanlar.

Senin olmaktan keyif alanları tut yanında. Seni güldürenleri, seni sevenleri.

Gözleri taaa gözlerinin deriniyle göz göze gelenleri, avcunun içine dokunanları.

Sesini özleyenleri, seni kendin yapanları.

Hayallerini bilenleri ayırma yanından; inan hayallerini bilenler üzmezler seni. Hayallerini gerçek etmektir bilenlerin dertleri.

Sevdiğin şarkıyı duyunca seni arayanların telefonunu aç.

Sevdiğin çiçeği görünce almadan geçemeyenlerin kapısını çal.

Sevdiğin yemeği yanlız yiyemeyenlerin yanında kal.

Bunca yıl sonra kimseyi olduğu gibi kabul etme artık. Sen olduğun gibi kalmıyorsun baksana!

Kalabalıksın artık. Derinin , Denizin, Güneşin var.. Bu kalabalıkta hala kendinle ilgilenenleri duy sadece.

Yolun daha uzun ben .. Artık ne ölebilirsin ne de gidebilirsin kendinden. Hayatı senden öğrenmeyi bekleyenler var yanında.

Bildiklerin önemli kimisi de gerekli. Kendini bilip öğrendiklerinin gereklilerini vermelisin onlara, geçmişte gülmeyen anılarını güldürmelisin onlarla.

Sorumluluklarının içinde kaybolma vakti değil vakit.

En büyük görevlerini yerine getiriken en kendin olman gereken zamanlar şimdi. Seni öyle tanıyacak ve öyle hatırlayacak yoldaşların var artık.

Bak kendim senin en büyük görevindir şimdi kendi ağladıklarına ağlamayan ; eksikliğini çektiklerinin eksikliğini hissetmeyen evlatlar yetiştirmek. İşte bu yüzden en saf en gerçek haliyle kendin ol!

Vazgeçme kendinden.

İnandıklarından.

Öteleme kendini.

Belki çok az kaldı zamanın belkide yok belki bir nefes bir ömür dediğin.

Yaşa kendinle ,kendinden bildiklerinle, seni kendi gibi bilenlerle.

Pişmanlıklarını bırak ve artık pişman olma. Öğrenmeye devam et ama en çokta   

---- durma yüzünü asık eden yerlerde----

----- Yüzün hep aşık kalsın çünkü en çokta  o zaman benim bildiğim sensin sen.-----

İyi ki doğdun; huzurunu eksik etme kendinden !

14 Haziran 2017 Çarşamba

Affet İnsanlığı Çocuk


Anneme küçükken çok kızardım. Kafayı yediğini, kötülüğe bu kadar yakın olmadığımı, evhamının gereksiz olduğunu düşünürdüm. Sürekli şöyle derdi,

15 Nisan 2017 Cumartesi

Anneler Siyaset Yapma(mama)lı

Geçen gün paylaştığım postan dolayı bir kadın bana "Anneler siyaset yapmamalı." diye yazmış. Bir kadın! İnanamıyorum. Bir kadının, anneler için yaptığı bu yorumu aklım almıyor.

Bir kadın olarak sahip olduğum bu hakkı kenara itmemi bekliyor olması, yorum yapıp yayınlıyor olmamın nesi yanlış? Sandık başına en çok biz gitmeliyiz. Geleceği için planlar yaptığımız çocuğumuz içinde söz hakkımız var. Çünkü onların eğitim hayatlarıyla ilgili kararları siyasiler karar veriyor, onların öğretmenlerini devlet seçiyor, yoldaki güvenliklerini devlet sağlıyor, onların eşit ve özgür bir şekilde yaşamaları devlet sayesinde oluyor.

21 Mart 2017 Salı

Ege + 1: SADECE İNSANİ GEREKSİNİMLER




Sabah kahvaltıyı hazırlamaya mutfağa gittiğimde yaklaşan küçük ayakların sesini duyuyorum. Kocaman gülümsemesiyle “Günaydın anne!” diyen Ege kapıda. “Günaydın oğlum” diyorum. “Ben kahvaltı edeceğim.” diyor. Bazen ‘Günaydın’dan önce de gelebiliyor bu cümle açlık derecesine bağlı olarak J “Tamam, yumurtalarımız pişsin.” diyorum. O arada Ege’ye tiroid ilacını içiriyorum. İlaçtan sonra yarım saat beklememiz gerektiği için birlikte kahvaltı soframızı hazırlamaya başlıyoruz. Ben tabakları koyuyorum, Ege çatalları. Sonra gidip üzerimizi değiştiriyoruz. Ege, minik desteklerle pijamalarını kendi çıkarıyor, eşofmanlarını kendisi giyiyor. Elimizi yüzümüzü yıkayıp kahvaltıya geçiyoruz. 

9 Mart 2017 Perşembe

Bankanın Islak Hunterları

Bugün Burak'la bol yağmurlu bir gün yaşadım. Islanmamaya çalışıp kangrudaki çocuğu oyalarken bankada çalıştığım zamanlar geldi aklıma:) Kangrudaki çocuklu anılarımdan sonra o zamanlarım çok uzak geliyor şimdi bana. 





Yılı tam hatırlamıyorum ama tahminen 2008. Bankada zurnanın zırt dediği yerde çalışıyorum. Saha kredi pazarlama! Plaza dilinde tabi ki afilli karşılığı var. "Hunter"!! Avcı yani.

7 Mart 2017 Salı

Hilal Anne : Anneliğin Altında Boğulmak



İnsana ne iyi gelir?

Hayattan ne beklediğinize şöyle bir bakın. İş mi? Para mı? Sağlık  mı? Huzur mu? Aşk mı? Eskiden cevapları net bir insandım. Keskin köşelerim vardı. Evetlerim ve hayırlarım. Zaman insanı nasılda törpülüyor. 

24 Şubat 2017 Cuma

Engelli Çocuk Doğurmak/Doğurmamak – 2

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada üyesi olduğum bir grupta engelli çocuk doğurmak/doğurmamak konusunu irdeleyen bir gönderi paylaşıldı. Kız çocuğu makbul değil diye doğurmayan toplumları düşününce engelli bebeği de makbul değil diye aldırmak arasında ne fark var, engel düzeyleri ya da çeşitleri bu noktada bir fark yaratır mı, engelli çocuk acı çekiyor mu, bazılarını gerçekten doğurmamak mı lazım, engelli çocukların kardeşleri için durum nasıl? Şuraya da gidiyor bu konu: Engelli bebeği olmasını istemeyen bir aile, yaşam içinde karşılaşacağı engelli bir bireyi kendisine nasıl denk görecek? Herkesin kendi kararı deniyor mesela. Nedir bu "kendi kararı"ların sınırı? Bu ve benzeri birçok soruyu etraflıca ele almaya çalıştığımız bir platform oluşuverdi birden. Ben de tabii ki kendimi tutamayıp yazdıkça yazdım. Sosyal medya üzerinden yazdığım yorumlar epey uzadı. Ben de derleyip bir yazı haline dönüştüreyim istedim. Vaktimin de kısıtlı olmasından ötürü sosyal medyada hızlı hızlı yazdığım için bazı terimleri doğru ve yerinde kullanamamış olabilirim. Elimden geldiğince toparlamaya çalıştım. Hepsi yalnızca bana ait görüşlerdir.  Sürç-i lisan ettiysem affola…

20 Şubat 2017 Pazartesi

Engelli Çocuk Doğurmak/Doğurmamak -1-

Ege'nin Annesi Nur yazdı,


Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada üyesi olduğum bir grupta engelli çocuk doğurmak/doğurmamak konusunu irdeleyen bir gönderi paylaşıldı. Kız çocuğu makbul değil diye doğurmayan toplumları düşününce engelli bebeği de makbul değil diye aldırmak arasında ne fark var, engel düzeyleri ya da çeşitleri bu noktada bir fark yaratır mı, engelli çocuk acı çekiyor mu, bazılarını gerçekten doğurmamak mı lazım, engelli çocukların kardeşleri için durum nasıl? Şuraya da gidiyor bu konu: Engelli bebeği olmasını istemeyen bir aile, yaşam içinde karşılaşacağı engelli bir bireyi kendisine nasıl denk görecek? Herkesin kendi kararı deniyor mesela. Nedir bu "kendi kararı"ların sınırı? Bu ve benzeri birçok soruyu etraflıca ele almaya çalıştığımız bir platform oluşuverdi birden. Ben de tabii ki kendimi tutamayıp yazdıkça yazdım. Sosyal medya üzerinden yazdığım yorumlar epey uzadı. Ben de derleyip bir yazı haline dönüştüreyim istedim. Vaktimin de kısıtlı olmasından ötürü sosyal medyada hızlı hızlı yazdığım için bazı terimleri doğru ve yerinde kullanamamış olabilirim. Elimden geldiğince toparlamaya çalıştım. Hepsi yalnızca bana ait görüşlerdir. Sürç-i lisan ettiysem affola…

18 Şubat 2017 Cumartesi

Gazeteler ve Televizyonlarda Süt Anne

Bu bölümü uzun zamandır hazırlamak istiyordum. Eh buyrun verdiğim röportajlar ve haberler. 

İlk gazete röportajını Yeni Asır gazetesine vermiştim. Haberim manşetten gazetede yer almıştı.



Haberin tamamı için tıklayın.

13 Şubat 2017 Pazartesi

Valla Kararlar Aldım

Evet kararlar aldım. Çocuklar büyüyor, hemde hiç acımadan. Evden çıkıyorlar. Bir gün bir bakacağım ( o günü iple çekiyorum.) evde tek başıma kalacağım.

23 Aralık 2016 Cuma

Güzel günler istiyorum!


Ben çocuklarım anne ve baba olsunlar diye yetiştiriyorum. Uzun ömürleri olsun diye büyütüyorum. Yaptıkları işlerle ilgili gururlanmak, saçlarına düşen ilk akları görmek istiyorum. Burak'ın büyüyüp beni kucaklayıp sarsın, Ecem'in elinden yeni yemekler tatmak istiyorum. En absürt sohbetlerine dalga geçilen malzeme olmak istiyorum. Beni kızdırsınlar, ben onlara bağırıyım, sonrada bana saatlerce gülsünler istiyorum. Anlatacak ortak hikayelerimiz olsun istiyorum. Güzel bir hayat vermek istiyorum onlara. Yaaa torun sevmek istiyorum ben torun!

Ama ben siz şehit edesiniz diye çocuk yetiştirmiyorum. Hiç uğruna ölsün diye büyütmüyorum. Gezmeye gittiği yerde yanında bomba patlayıp eve cenazesi gelsin istemiyorum. Twitterda "Çocuğum oradaydı. " diye twit atıp cümle aleme sormak gibi bir çaresizliğe düşmek istemiyorum. Tarikatlar, cemaatler beynini yıkaması için doğurmadım onları. Birilerinin kirli oyunlarına piyon olmaları için uykusuz kalmadım günlerce ben. 21 yaşında parçalanmış bedenine sarılarak ağlamak istemiyorum. Kara toprağın kollarına değil bana sarılsınlar istiyorum. 

Belki Berkay okulunu bitirebilseydi, kansere çare bulabilecekti. Hiç uğruna yitip gitti. O 18, 19, 20, 21 yaşında şehit olan askerlerimiz. Yok adları aklımda. O kadar çoklar ki! Mehmetçik! Ne işler yapacaklardı kim bilir. Belki içlerinden biri yeni Sabancı olacaktı. Hiçbirşey olamasalardı bile eve dönüp annelerine sarılacaklardı. Çok gençler, tazecikler, filizler. 

Benim bir şekilde geleceğim oldu. 32 yaşındayım ben bile gencim daha. Yaşamak istediklerim yaşayacaklarım var. İçinde bulunduğum korku benden daha kısa yaşamaları. Benden daha az hayallerini gerçekleştirememelerinden kaygılanıyorum. Korkuyla değil bayrak, vatan, farklılık, kardeşlik sevgisiyle yeşeren bir gelecekleri olsun istiyorum.

 S.çtınız ülkenin içine. Gencecik ülkem yine "Yaşlı Adam" oldu.

8 Ekim 2016 Cumartesi

Hilal Anne'nin Güneş Neva'yı ve Süt Çocuklarını Emzirme Hikayesi

Her bebek farklı; her bebeğin süt hikayesi de farklı...

Derin ve Denizi 32 haftalık kucağıma aldığımda daha doğrusu alamayıp küveze gönderdiğim de anne sütünün önemi hakkında böylesi bilgilerim yoktu.  

Sezeryan sonrası odaya süt sağmaya gelen hemşirelere ne yaptıklarını sordum ve bana küvezde olan bebeklerimin bir an önce iyileşmesi için tek ilacın bu muhteşem sıvı olduğunu söylediler. Son derece tecrübesiz ve endişelerle dolu bir anne olarak ilk süt hikayemiz başlamıştı. 

Hamileliğim boyunca bir defa bile ne ile besleneceklerini iki bebeği nasıl emzireceğimi düşünmemiştim. Hastanede aldığım kısa süreli emzirme eğitimi ile hiç emziremediğim bebeklerime sağım yapmaya başladım. Daha önce ki yazılarımda da anlattığım gibi iki bebeğimi 7 ay sadece anne sütü ile beslemeyi başardım. Sonrasında iş hayatı ve sağım düzensizliği ile sütüm son buldu.


Şimdi bambaşka bir deneyim yaşıyorum.
Güneş Neva başlıbaşına bir deneyim benim için. Doğal gebelik ,doğal doğum ve doğal beslenme.

Tam organik Güneş Neva ‘mızı ilk doğduğu yarım saat içinde emzirmeye başladım. Yapamam sanmıştım aslında. Korkmuştum. Ama gözleri gözlerime değince, kucağımda bulduğu sakinliği hissedince aslında nasıl da bir annelik lüksü içinde olduğumu anladım. Sarılığı bile 3 gün içinde atlattık. Neva' yı uyandırıp emzirmek zor olsada başardım. Altını açtım, soydum, mıncıkladım ve emzirdim. Vazgeçmedim elbette ve  atlattık.

Derin ve Deniz'e hamileliğim boyunca dünyaya gelecek bebeğimizin yemek yiyemeyeceğini ve sadece benim onu emzireceğimi anlattım. Korkum elbette kaşla göz arasında bebeğe köfte falan yedirmeye çalışmalarıydı. Çok şükür böyle bir şey denemediler! 


Diğer bir korkumda acaba onu emzirirken görüp etkilenirler mi oldu? Yeni bir bebeğimiz olmuş olsa da itiraf etmeliyim hayat hala ikiz büyütme telaşı ile geçiyor. Zaten ikiz olmanın yükünü taşımaya çalışan miniklerim bir de kardeş sendromu yaşamasınlar diye hayatı normalleştirmeye çalışmaktan anormal bir anne olmaya başladığım doğrudur. Çok şükür ki emzirmem onları etkilemedi zaman zaman Derin'i bebeklerini emzirmeye çalışırken görsekte oyun dünyasına müdahale etmiyoruz. Masum bir evcilik oyunu ve minik bir anne o!



Emziriyorum Neva'yı her istediğinde ve her yerde. Ne kadar süreceğini bilmediğimiz bu lüksü sonuna kadar kullanmak ve onun o anne sütü akan yanaklarını uzun süre kokmak istiyorum.
Her ay kontrole gittiğimizde kaç gram aldığını heyecanla öğrenmek istiyorum. Ona canımdan akan canı rakamlarda görmek eşsiz bir şey. Bu arada sağamaya da devam ediyorum. İşe başladığım için Neva gündüzleri biberonla besleniyor. Bu süreç için biriktirdiğimiz de epey sütümüz oldu. Sütlerin çokluğu bana yıllardır özendiğim ve arzuladığım ‘SÜT ANNELİĞİN! ‘ kapılarını açtı.

Öncelikle haziranda doğan canımız minnişimiz Derin,Deniz ve Neva nın biricik kuzeni DEFNE'mizin süt annesi oldum. Sonrada Manisa'da biri prematüre bir diğeri kalp ameliyatı olan bebeğe anne sütü yolladım. Ne mutlu Neva'ya ve bana ki şifa paylaştık minik bebeklerle. Şanslı hissediyorum kendimi onlara süt verebildiğim için bu sebeple elimden geldiğince hedefim iki yaşa kadar gelişimini anne sütü ile desteklemek. İkizlerde kısa süren anne sütü hikayemizin bu sefer uzun sürmesini hayal ediyorum umarım nasip olur. Olmasaydı ne olurdu sütüm hiç bir şey olmazdı. Öyle okurken yüzü düşen üzülen anneler görmek istemem elbette. Sevgi veriyoruz biz onlara bazı annelerin bünyesi süt yapmaz bazıları tecrübesizliğinin kurbanı olur kısa sürer süt üretimleri bazıları ise çevresindekilerin çok bilmişliğinin kurbanı olur ve gereksiz yere mama ile tanışır kaybeder sütünü. Her ne olursa olsun büyür bebeler yeter ki anneler Mutlu olsun sevgi versin onlara! İçinden gelen süt anne bulsun içinden gelen mama versin hepsi ama hepsi sağlıkla büyüsün bebelerin!

 Anneler daha ne ister ki!

5 Ekim 2016 Çarşamba

Emzirmek Acaba Gerçekten Mucize Mi?




Mucize ya da tansıkbilimsel yasalarla açıklanamayan ve ilahî güçlere mal edilen, inananları tarafından hoş karşılanan, sıra dışı olay.

Belki büyük bir iddia olacak ama emzirmek çokta "Mucizevi" birşey değil. İlk insandan bu yana yapılan bir beslenme şekli mucizevi olamaz. Çünkü biz emzirmeyi açıklaya biliyoruz. Memelerdeki ter bezlerinin başkalaşıp süt üretmesi ve bu sütle bebeklerimizi beslememizdir. En ilkel beslenme yöntemi değil mi bu?

4 Ekim 2016 Salı

Nur: Daha

Bu 
Hoş geldin Efe’m!
Gönlümün ikinci baharı,
Ömrümün ikinci miladı,
Küçüğüm, fındık kurdum

26 Eylül 2016 Pazartesi

Az Sonra

İşte bitti yaz.

Ben bu yazdan hiç birşey anlamadım. Hoş bu aralar geçen günlerden pek birşey anlamıyorum da. Bir bakıyorum sabah bir bakıyorum akşam. Bir telaş, bir acele, bir koşuşturma. İki çocuk yönetmek vakitten anlamamana sebepmiş.

Bitmedi de telaşlarımız. Mekan değişiklikleri, kafadaki işlerin tamamlanması, Ecem'in okul telaşları. Böyle uzayıp gidiyor.

31 Ağustos 2016 Çarşamba

Deniz San İçin Anne Sütü!!


Merhaba,

Deniz San Bebek… 


Bir çoğunuz sosyal medya paylaşılan postlardan tanıyorsunuzdur belki. Deniz San İzmir Ege Üniversitesi Çocuk Hastalıkları bölümü H blokta yatıyor. Anne karnındayken bağırsak düğümlenmesi sonucunda doğum sonrası bir dizi ameliyat geçiriyor. Bağırsaklarının bir bölümü alınıyor. Hatta ameliyatların sonuncusunda kalbi duruyor. Kısa Bağırsak Sendromu sorunuyla baş başa kalmış durumda. 

 Şuan da Deniz burundan besleniyor. Bunu sebebi bağırsakları kısa, kendine gelmediği ve sağlıklı olmadığından bu yönteme başvuruyor doktorlar. Burundan beslenmede bebekler sadece ve sadece ANNE SÜTÜyle beslenebiliyorlar. Mama buruna koyulan hortumlardan geçemeyecek kadar kalın olduğundan verilemiyor. Bebekler burundan beslendiği için kilo alımları çok yavaş oluyor. Çünkü ANNE SÜTÜnün emilimin bir kısmı bağırsakta gerçekleşir. ANNE SÜTÜ bağırsaklarda dolaşamadığı ve vücutta çok kalamadığından kilo alımları yavaş olur.

Deniz'in bağırsaklarının uzaması lazım ki kendi aldığı besinler gelişiminde yeterli olsun. Bağırsağıda en sağlıklı bir şekilde uzatan tek besinde ANNE SÜTÜ.

Deniz San şuanda 4 kg ve 9 aylık. Deniz’ın sağlıklı bir şekilde evine gidebilmesi için günde 1 kg anne sütüne ihtiyacı var.

Deniz’ın sağlığına kavuşabilmesi, bizim buzdolabında bir gün kullanırım diye biriktirdiğimiz ANNE SÜTlerine bağlı.

Onlar dolapta beklemesin. Denizhan’ın sağlığına kavuşabilmesi için birleştirelim ve ona can olalım. Şuana kadar giden ANNE SÜTLERİYLE GIDIM GIDIM KİLO almaya başladı DENİZ.



Daha yolumuz uzun...


Sigara,alkol ve ilaç kullanmayan, sağlıklı koşullarda damla damla binbir emekle sağan ANNE SÜTLERİNİ anneler Deniz’ın ailesine ulaşın…


Telefon numaraları;


 Telefonlarına sürekli bakamıyorlar. Whatsapp’tan ya da mesajla ulaşıp müsait olduklarında görüşebilirsiniz.

Eğer aramadan hemen götürecekseniz

Ege Üniversitesi Hastanesi Çocuk Hastalıkları Bölümü H blok 2. Kat 224 numaralı oda.

Haydi Güzel Birşeyler yapalım!!

Açelya…








22 Ağustos 2016 Pazartesi

Memeden Bırakma 1.Aşama Süt Alerjisi

Burak'la birlikte yeni bir döneme giriyor ilişkimiz; Meme bırakma.

Bazı şeyler başkalarına öneriler verirken çok kolaymış.

"Kararlı olmalısın. Bu ikiniz içinde önemli."
"Böyle yaparak çocuğu ve kendini daha çok üzüyorsun."
"Üzüldükçe daha çok süt üretip mastit olacaksın."

Ne kelimeler bee!

28 Temmuz 2016 Perşembe

Ben 50 Yaşındayken Bu Gün


Sıcak çok sıcak. Uyuya kalmışım güneşin altında. Gözlerimi açarken göz kapaklarımda parlayan ışıkları izliyorum. Öyle yanmışım ki göz kapaklarım birbirine yapışmış sanki. Şezlongun üzerine, başım yamuk bir şekilde uyumuşum.

Boynum tutulmuş. Kaç saattir böyle uyuyorum ki. Eh bira mı o? Iggyy! Bu biradan anladığım kadarıyla en az 1 saattir güzel bir uyku çekmişim.

Kumda geniş kollu, uzun bacaklı, hafif göbekli, yürüdükçe hareket eden gür saçlı kumral  bir oğlan bana doğru yürüyor. Gözlerimi tam açamadığımdan ve güneşin parlamasından seçemiyorum. İşte yüzüne büyük gelen gözler. 

Burak.

26 Temmuz 2016 Salı

Hilal Anne'nin SSVD Hikayesi 2

Hilal Anne'nin Yazısının Devamı;



Hemen doktoruma ve Vildan ebeye NST'leri yolladım. "Evet, doğum başlamış gel." dediler. Hastaneden eve geldim. Ilık bir duş aldım. Çocuklarımı uyuttum ve gece 10 gibi yola çıktık. 

Araba hareket etmesi ile hıçkırıklara boğuldum. Evde iki tane meleğimi bırakıp gitmek çok zordu. Hastanede bizi Vildan Ebe karşıladı. İlk yüz yüze tanışmamızdı, hayatımın kahramanı kadınlardan biri olacağını anladığım o ilk an...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...