21 Nisan 2016 Perşembe

Hilal'in Mucizesi : Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum

Doğumuna 2-3 hafta kalan kadının düşündüğü tek konu nedir?

Bildiniz elbette doğum…

Normal bir gebelik süresi son adet başlangıç gününden itibaren 280 gün ya da 40 haftadır. Beklenen doğum tarihi, "Son adet tarihi + 7 gün - 3 ay" formülüyle hesaplanabilir.

Gebelerin beklenen doğum tarihini içine alan hafta doğum yapma olasılığı % 80'dir. Normal miladında doğum 38 - 42. haftalar arasında herhangi bir zamanda gerçekleşebilir.

Şimdi aramızda bu günleri tamamlamak üzere olanlar; benim gibi, yaklaşanlar ve bir gün yaşamayı hayal edenler var. Hepimizin kendince fikirleri ve hazırlıkları var. Ben ikizlerimi bu günleri tamamlayamadan kucağına alan bir anne olarak bir bebek beklediğimi öğrendiğim ilk günden beri ilk hedefin 38. haftasını tamamlamış bir bebek kucağıma almak ve en büyük hayalim normal doğum yapabilmek.

Her gebenin doğum için iki seçeneği var normal doğum ya da sezaryen. Peki daha önce sezaryen olmuş bir gebenin tek seçeneği yine sezaryen olmak mı? Asla hayır. Bu konuda son yıllarda oldukça bilinçlenen anne adayları sağlıklı koşullar ve destek altında normal doğum yaparak bebeğine kavuşabiliyor.

Artık SSVD diye anılan (Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum) nedir? Kimler yapabilir? Kimler yaptırabilir? 

Bu konuda yeterince doğru bilgi verebilmek ve anlayabilmek için birkaç alıntı ile risklerini ve artılarını uzmanların anlatımı ile paylaşmak isterim.

Op.Dr. SEMRA ÖZER’in anlatımı ile biz annelerin SSVD den en çok çekinme nedenimiz olan rüptür nedir ?

“Doğum sırasında rahim kasılarak hem bebeği aşağı doğru iter, hem de rahim ağzını çekerek açar. Bu sırada sertleşir ve doğum sancısı olarak adlandırılır. Gelir, 1 dakika kadar sürer, peşinden 2-3 dakika gevşeme dönemi olur.
Rahminde geçirilmiş sezaryene ait bir yara izinin olması, kaslar arasında zayıf bir bölge olduğu anlamına gelir. Doğum dalgaları sırasında bu zayıf bölgeden yırtılma meydana gelebilir. Buna RÜPTÜR denir. Daha doğum başlar başlamaz da olabileceği gibi, son kasılmada da olabilir. Kimde olacağını, ne zaman olacağını ön görebilecek bir yöntem yoktur. Bazı kişiler SSVD denemeleri sırasında daha fazla rüptür olma riski taşırlar, bazıları daha az. Mesela daha önce vajinal doğum yapmış olan annelerde ve doğum daha yeni başlamışken çoktan 4-5 cm açıklığı olan gebelerde, SSVD denemesi sırasında rüptür riski çok düşüktür. Buna karşın birden fazla sezaryen olmuş, yaşı ileri, kilolu annelerde, kilolu bebek varlığında, iki sezaryen arası sürenin kısa olduğu gebelerde rüptür ihtimali çok artmıştır. Bu faktörlerin riski ne kadar arttırdığı, başka ne gibi faktörlerin olduğu buraya yazılamayacak kadar detay konulardır. Bir gebenin kendine özgü bulguları ile kendi doktorunun yüz yüze bunları değerlendirmeleri gerekir. SSVD denemesi yapılması kontrendike olan durumlar, eşinin doğum yolunu kapatması gibi SSVD olmasa bile doğum yapılması kontrendike olan durumlar, daha önceki SSVD denemesinde rüptür yaşamış olanlar ve klasik kesi ile sezaryen olmuş olanlardır.

Rüptür olduğunda artık doğum mümkün değildir, sezaryen gerekir. Bütünlüğü bozulduğu için artık rahim bebeği dışarıya itemez. Bazen kasılmalar durur, bazen rahim tamamen kasılı kalır. Önceden olmayan, dalga aralarında da geçmeyen bir ağrı başlayabilir. Eğer yırtılma olan bölgede kanama varsa bebekte stres bulguları (kalp atım hızı anormallikleri) ve annede iç kanama belirtileri olabilir. Rüptür olup olmadığını her zaman hemen anlamak mümkün olmayabilir. Çoğu rüptür anneye ya da bebeğe ciddi bir zarar vermeden sezaryen ile tedavi edilse de her 6 rüptürde bir kalıcı sakatlanma yada ölüme kadar gidebilen ciddiyette sorunlar çıkabilir. Bu nedenle rüptür şüphesi dahi varsa acilen sezaryen yapılmalıdır. En ideal koşullarda rüptürü olur olmaz tanısanız ve hemen sezaryene alsanız bile bebek buna bağlı olarak kaybedilebilir. Ancak bebeğin kaybedilmesi ihtimali, herhangi bir ilk doğumdaki ihtimale neredeyse eşittir. “

Şimdi bu korku filmi gibi okuduğumuz tanım ve süreç olma olasılığı düşük ama olma olasılığı var olan bir gerçek. Ama şu da bir gerçek ki risksiz seçenek yok. Sezaryen kendi içinde çok büyük bir ameliyat ve onunda riskleri büyük. Doğum sancısı çekmemek birçok anneye cazip gelse de doğumdan sonra çekilen acı birçok anneyi sezaryen olduğuna pişman etmektedir. Kendi doğumumda şunu söylediğimi çok net hatırlıyorum! Bir kadın bunu kendine neden yapar??

İşte benim gibi düşünen birkaç kadın bir araya gelerek bence sosyal medyanın en faydalı gruplarından* birini kurmuşlar. Şuan 21764 tane takipçileri var; sezaryenden sonra normal doğumu yaşamak isteyen birçok anne bu gruptan detaylı bilgi edinebiliyor; SSVD yi destekleyen doktorlara ve ebelere buradan ulaşabiliyor; hatta birbirlerinin 32. haftadan sonra ki süreçlerini takip edebiliyorlar. SSVD yi başarabilenler olduğu kadar tekrar sezaryen olmak zorunda kalanlarda var elbette. Ama beni en etkileyen kısmı ülkemiz de  sağlık sektörünün gösteremediği bilinçlenmeyi bu birkaç iyi kadının kendine dert etmiş olması  ve bu konuya verdikleri değer. Başta Nilay Güler hanımefendi bu konuda birçok anneye edinmesi gereken bilgiler hakkında destek oluyor. Daha detaylı bilgi için takip edebilirsiniz.

Yaşadığım şehirde bu hayalimi paylaştığım doktorların tamamının gözleri yerinden fırlayacak gibi açıldı ve asla desteklemediklerini söylediler. Öyle bir korku ile baktılar ki yüzüme eşim konunun çok büyük riskleri olduğunu düşünerek bu konuda bana destek olmadı maalesef. Ben gebelik takiplerimi SSVD yapabileceğimi ve bana destek olabileceğini söyleyen bir doktorla* devam etsem de şehir dışında olması sebebi ile büyük ihtimalle yine sezaryen acısı çekmek zorunda kalacağım. Şartlar bunu gösterse de en azından bana yapamazsın, başaramazsın diyen bir doktorla sezaryen olmayacağım. Bana, gebelerine ve kendine güvenen bir doktorda anne-bebek dostu sezaryen olacağım. Böyle yazsam da kendime ve bebeğime olan inancımı hala yitirmediğimi itiraf etmeliyim. Başarabileceğimizi biliyorum ve umarım Allah gönlüme göre verir. Zira bu muhteşem doğa olayını yaşamak en büyük hayalim.

Doğum hamilelik gibi son derece doğal bir süreçtir. Ve anneler çoğu zaman destek bile almadan sağlıklı bebekler dünyaya getirebilir. Biz annelerin asıl korkusu her zaman evlatları içindir; eğer kontrolümüz dışında bir süreç gelişirse yaşayacağımız pişmanlık içindir. Bu sebeple bir  çoğunuzun neden normal doğumdan korktuğunu anlayabiliyorum ama normal doğumun bizlere daha net ve doğru anlatılması gerektiği inancındayım zira sezaryen bir ameliyattır riskleri göz ardı edilemez. Her şeyde olduğu gibi bu konuda da temelleri sağlam atılmış bir eğitim sistemi ve sağlık sistemine ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. Eski yıllarda hayatımızın büyük parçası olan ebelerinde aktif doğum takiplerine katılmaları; doğuma eşlik etmeleri oldukça önemli. İyi bir ebe sizi normal doğuma gerçekten hazırlayabilir.

SSVD grubunda SSVD bekleyen anne adayları listesinde benim de adım kayıtlı. Umarım sizlere buradan SSVD hikayemi yazacağım günlerde gelecek. Lütfen bizim için dua edin; GÜNEŞ NEVA ve ben onun istediği zamanda; kendini hazır hissettiği anda ve sağlıkla bir birimize kavuşalım…


HİLAL ANNE


SSVD Grubunun linki ve daha ayrıntılı bilgi için : link 

Hilal Anne'nin doktoru ve Burak'ın Adaşı Burak Ağca için : Link


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...