21 Ekim 2014 Salı

Anne Bakışı: Muzipo Nedir Ne işe Yarar?

Meşhur tünel. Bunun için öğretmene çok ağlıyorlar. 

Ecem'i 1 haftadır Balçova Muzipo'ya götürüyorum. Eğleniyor, bağırıyor, sinirleniyor veee sonuç sıra bekliyor.

Ecem bildiğiniz yabani. Harvey Krap'in dediği gibi bir mağara adamı.  Çizgileri net ve her şey "Menimmm".



Geçen yaz başına kadar oyun grubu nedir? İki yaş altı çocuklar için bir etkinlik var mıdır? Gibi soruların cevaplarını bile bilmezken. Uzman anne kuzen sayesinde bu soruların cevabını öğrendim. Hiç tecrübemiz olmadı tabi. Kızlar ufak olduğundan gidip "Burası da nedir" diyemedik hiç bir yere.

Bir kaç yerle telefonla konuştum. "EE şunu yapabiliyor mu?" "Bunu diyor mu?" sorularla karşılaşında soğudum.

Eh yaz bitti. Kürkçü dükkanına dönünce, ne yapsak ne etsek arayışına düştüm. Urla'da tüm yorulma sınırlarını zorlayan Ecem, eve dönünce yorulmayınca ne uyku düzeni kaldı ne bir şey. Parka gidiyoruz. Kaydırağa çıkan her çocukla kavgaya tutuşuyor. İtişmeler kakışmalar olunca, park süremizde kısaldı. O yüzden güvenli yer arayışına düştüm.

Benim uzman anne kuzen "Bizim oraya Muzipo açıldı. Gittim. Konuştum. Ecem'in adını yazdırdım deneme dersine." deyince bir "Oh" çektim. Benim yerime halletmiş oldu.

Çekincelerim fazlaydı. Temiz mi? Nasıl? Kaç kişi olacaklar? En önemlisi bu insanlar kim?

Deneme dersi keyifli geçti. Çocuklar ilk yarım saatte beden eğitimi dersi gibi ders yapıyorlar. Engellerden atlıyorlar. Müzik eşliğinde dans ediyorlar. Toplarla basket oynuyorlar. Kaba motorunun gelişmesi için yapabilecekleri her şeyi yapıyorlar. Bir de bu yaptıklarını beden öğretmeni bir öğretmen tarafından yaptırılıyor. Bence bu önemli. Belki bizim yaş grubu için pek önemi olmasa da, daha büyük yaşlarda kaslarını nasıl geliştireceklerini, hangi hareketi nasıl yapması gerektiğini öğreniyorlar.

Bıraksak top havuzunda saatlerce kalırlar.
İkinci yarım saatte çocuk gelişimi öğretmeniyle mini aktiviteler yapıyorlar. İşte arabaların üstüne yıldız yapıştırma, bebeğin saçı gözü, parmak boyama gibi. Benim, evde daha erken dediğim şeyleri deneme fırsatı buluyorum. Mesela bugün Ecem sulu boya yaptı. Ben daha denememiştim. Pişman oldum. O koca fırçayı tutmak çok hoşuna gitti. Denemediği bir şeyleri yapıştırma işi. Stick yapıştırıcıyla çok eğlendi.

Yaptığımız etkinliklerden sadece bir tanesi. Ben yapıştırdım
ama Ecem ağzın burnun yerini o gösterdi bana
Ecem'de bu hafta daha iyiydi. Sıra bekledi. Heyecanlandı. Öne geçmeye çalıştı ama yine de iyiydi. Farklı şeyleri denemekten zevk aldığını görmek çok hoşuma gitti. Hele kızların müzik eşliğinde oynamalarını izlemek acayip zevkli.

Bittikten sonra yöneticilerle konuşmakta aklımdaki bir çok sorunun cevabını aldım.
Sorularım şöyleydi "18-24 ay neden haftada iki gün birer saat?" cevabı "Bu yaş grubuna en fazla yapılabilecek aktivite saatleri. Uzmanlar tarafından belirlenmiş saatler ve günler bunlar." dediler. (Bu sorunun cevabını daha akılcı şekilde vermişlerdi ama benim aklımda bu kadarı kalmış :)) Her yaptıkları etkinlikleri dakika dakika ayırmışlar. Mesela oyun havuzunda 5 dakika kalıyorlar. Masa etkinliğinde 8 dakika. Bunu sebebini sordum. Çocukların dikkatini ancak o kadar süre çekebilecekleri için her şeyi dakika dakika ayırmışlar. Hangi etkinliği kaç dakika yapacakları belli. Şunu da yapmıyorlar. Mesela çocuklar müzik aletleriyle oynamaya devam etmek istiyorlar. Zorla ellerinden almıyorlar biraz devam edip sıkılmalarını bekliyor öğretmenler. Mesela beden eğitimi saatinde tünel dakikasından daha fazla ortada duruyor. Etkinlik saattin de top havuzunda daha fazla oynuyorlar.

Bir cümle kurdular beni can evimden vurdular " Bizim kazanamadığımız spor yapma alışkanlığını kazandırmak istiyoruz çocuklara". Zaten amacını ne yapmak istediklerini tek bir cümleyle özetliyorlar.

Birde arkalarında B-fit'tin gücü var. B-fit'le ciddi kilo vermiş, şaşırtıcı şekilde incelmiş biri olarak söylüyorum ki işe yarar bir şey.

Tabi eksi yanları var. Balçova Muzipo için söylüyorum bunları onuda belirtmek istiyorum. İki katlı olması biraz sıkıntı. Düz ayak olsaymış iyimiş. Ama binanın bahçesi olması ve çıkmaz sokakta olması büyük bir avantaj. Çocuklar caddeye yakın ama ağaçları çok olan bir yerde spor yapmış oluyorlar. Birde araba gürültüsü yok.

Öğretmenler fazla bağırarak konuşuyor. Deneme dersinde Ecem baya korkmuştu. Bende rahatsız olmuştum. Ama geçtiğimiz hafta gittiğimde neden öyle konuştuklarını anladım. 5 çocuk, 5 veli ve müzik öğretmen ister istemez sesini duyurmak için bağırıyor. Yinede Ecem sinirleniyor. Alışmasını istiyorum. Çünkü ben bile fazla sesli güldüğümde ağlamaya başlıyor.

Bir diğer sıkıntı, onu da bu hafta fark ettim günleri. Pazartesi- Çarşamba gidiyoruz. Ama keşke Çarşamba yerine Perşembe olsaymış. Çünkü Çarşamba'dan Pazartesi'ye unutuyorlar bazı şeyleri. Hafızaları balık hafızası gibi, bir dakika önce neye ağladıklarını unutuyorlar. Ara açılınca disiplinde kayboluyormuş gibi geldi bana.

Genel olarak söyleye bilirim ki, çocukla geçirilebilecek en güzel ortamlardan biri. En önemlisi güvenli ve temiz. Oyun salonlarına götürmektense Muzipo'ya götürmek daha mantıklı. Hemde keseyi çok yormuyor.

 Birde iki yaş üstü çocuklar etkinlikleri annesiz yapıyorlar. Hemde iki saat. Çocuk içeride oynarken, eğitilirken kahveni iç, kahvaltını et süper bir şey. Ne yazık ki bizim o duruma geçmemize daha 6 ay var. Eh o günlerde gelecek, dişimi sıkmam lazım.

Eh bir gidin deneme dersine bir şey kaybetmezsiniz. Göztepe'ye de açıldı yeni." Sen neden Balçova'ya gidiyorsun?" derseniz. Kızlar birbirinden ayrılmaması için. Birbirlerini gördüklerinde sevgi yumağı oluyorlar. O görüntüyü görmek, tüm metro sonrasında otobüs yolculuğuna değiyor.


Amazonlar dans ediyor :)
Not:Bu yazıda şunu belirtmek isterim ki reklam değildir.Sadece yaşadığım anne tecrübemi anlatmak istedim.

Sevgiler.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...