30 Eylül 2015 Çarşamba

İzmir ve Çevresinde Süt Anne Aranıyor



Merhaba,

İki yıl önce bir anneyle tanıştım. İlk bebeğini Süt Annenin sütüyle büyütmüştü. O sıralar yeni ikinci bebeği olmuştu. Yine aynı şekilde sütü yoktu. Bebeğinin mamayla beslemek istemiyordu. Süt Anne arıyordu. İzmir'den Süt Anne bulmuştum. Otobüsle sütlerini Söke'ye göndermiştik. O güzel erkek süt annesinin sütüyle büyümüştü. 

Şimdi bu Cesur Anne üçüncü bebeğini doğurdu (Maşallah!) Ne yaparsa yapsın yine sütü gelmiyor. Bebek şuanda 1 aylık ve mamayla beslemek zorunda kalıyor. 

Şimdi yine bu anne ve bebeğine SÜT ANNE arıyoruz.

İzmir, Aydın, Kuşadası ve çevresindeki çok sütü olan annelerden mail bekliyorum.

sutannne@gmail.com

Süt Anne Açelya.

28 Eylül 2015 Pazartesi

Hilal'in Mucizesi : Üçüncü Mü? Hemde normal?


Diyorlar ki;

 'Sen anne olmayı öyle çok sevdin ki... Bu senin ödülün...’

Belki benim kadar şaşıracaksınız.. Belki benim kadar sevineceksiniz. Belki siz de benim bir mucize yaşadığımı düşünüp şükrüme ortak olacaksınız..

Tıbben doğal yolla anne olamayacağımı öğrendiğim günden bu yana  tam 5 yıl geçti. Bu arada kavuştuğum DERİN LAL ve DENİZ BURAK’la hayatımın en tarifsiz günlerini yaşamaya başlayalı da tam 30 ay oldu. Onlara kavuşmak için verdiğimiz mücadele o kadar büyüktü ki... Şimdi ise kendiğilinden gelen bu mucize yıllarca hayalini kurduğum o kadın bir gün bir test yapar ve gözünden yaşlar süzülür hayali ile birebir örtüşüyor...

Hu Huuu İzmir

Huhuuuu!! İzmir, biz döndük.

Evimizi, sokağımızı, köşedeki parkı, hatta park yeri kavgalarını bile özlemişiz. Urla'da sultanlar gibi yaşıyorduk ama İzmir'in sefaleti de ayrı bir güzel.  "Akşama ne yemek pişirsem?" sorusu kazıkmış. 3 aydır bu soruyu birkaç gün dışında düşünmedim. (Kayınvalideciğim çok ama çok teşekkürler. Hakkını ve yaptıklarını ödeyemem.)

Hamilelik, lohusalık, iki çocuklu aile olma çabamızı hep paylaştık ailemizle. Şimdi başbaşa kalma zamanı başladı. İlk gün başarıyla tamamlandı. Artık önümüzdeki günlere bakacağız.

24 Eylül 2015 Perşembe

Mucize'nin Günlüğü: 33. Hafta - Katya!!


Yaşarken yazmaya vakit bulamıyorum. Sanırsınız bir holdingte yöneticiyim. Saatlerce telefon konuşması falan yapıyorum sanki. Alt tarafı 3 + 1 bir ailenin hayatını yönetiyorum. İç işleri bakanı değilim daha ya! Eşimin tabiriyle tayinim eve çıktı o kadar. Kimine şark görevi çıkar bana ev görevi çıktı.

Aslında bunlar Ecem'le hiç bir anımı kaçırmamak için oluyor. Burak doğduğunda büyük bir kaosun içine düşmemek için çabalıyorum.

17 Eylül 2015 Perşembe

Mucizelere İnanır Mısınız?

Mucizelere inanır mısınız?

Musa'nın denizi ikiye bölmesi gibi mucizeler değil. Daha insansı mucizelere inanır mısınız? Peri masalına değil. Hep masal gibi anlatılan. Bir yerde o mucizeyi yaşayan insanların olduğu söylenen mucizelere. Rivayetlere göre değil "Hep olurmuş zaten." diye başlanan mucizelere. 

Dünden beri öyle mutluyum ki. Garibim. Koşasım, zıplayasım, ona sımsıkı sarılıp "Nasıl oldu bu?" diye saatlerce konuşasım var. 

Yeni bir Mucize'nin Günlüğü başlayacak blogta. Hemde öyle böyle bir mucize değil. Benim yaşadığım ve size anlattığım mucizeyle yarışır. Umut dolu, hep istenen ama olmayacağı düşünüldüğü için hiç dile getirilmeyen bir mucize. 

Aslında beni korkutan bir mucizede. 

Ne zaman yayınlarız, nasıl başlarız, ilk cümlesi ne olur bilmiyorum. Ama bekleriz biraz umut dolu mucizemizin büyümesini. Batıl inançlı deyin bana. Korkarım ona nazar değmesinden. Gözümüz gibi bakacağız ona. O öyle bir yoldan geliyor ki, okuyanlara "Benimde böyle olur mu?" sorusunu sordurtacak. 

Çok mutluyum şimdi. Yüzümde kocaman bir gülümseme. Her ay ne kadar büyüdüğünü bekleyeceğim bir heyecan daha bana. 

Bol kardeşli ve heyecanlı günler bekliyor bizi. 


11 Eylül 2015 Cuma

Hilal Anne: İnanın Çocuklar İnanın


O kadar çok şey yazmak istiyorum ki günlerdir. Yazdıkça siliyorum.  Her sildiğimde belki bitmiştir yazmama gerek yok, bizi okuyan anneler zaten gündemden yeterince bunaldı bir de ben tekrarlarını yazmayayım diyorum... En baştan tekrar yaşanıyor. Her gün yazılacak bir şeyler oluyor memleketimde.

Her gün bir eve ateş düşüyor memleketimde. Her gün anneler, feryat figan memleketimde. Bense iki kelime dilimde, bir kalem elimde, çoğu zaman gözüm yaşlı, evlatlarımın gözlerinin içine dalarken buluyorum kendimi. Zamanın bize ne getireceğini bilmediğim; kontrol edemediğim bir geleceğe büyütüyorum onları. Evet, üşümesinler diye üstlerini örtebilirim, iyi beslensinler diye dikkat edebilirim ama benden uzakta ya da benim seçmediğim ihtimaller yüzünden başlarına gelebilecek herhangi bir kötülük için elimden hiçbir şey gelmez...  Annesi gözünden akan bir damla yaşa kıyamazken gözlerini kapamış bir evlat... Ne o anne anlar bu olanların sebebini bir daha ne de siz o anneyi.

6 Eylül 2015 Pazar

Lohusa Halleri # 5 : 40 Biterken Uyku


Sayılı gün çabuk geçtiği gibi lohusalıkta bitiyor. Bir çok şeyi arkada bırakıp sanki başka biri olacakmışım gibi. 


Ben daha Ecem'deki lohusalıktan çıkamamıştım ki Mucize'min geleceğini öğrendim. Hem hamilelik hem lohusalık yaşadım. Şimdi duble lohusalık yaşıyorum. 

Bence lohusalık 40. gün olupta bitmiyor. Bıçak gibi kesip hayata devam edemiyorsun. Kafanda bitti diye düşünürken 2 yaş krizleriyle bir daha dalıyorsun. Tabi arada yaşadığın diş çıkartmalar, ateşli uykusuz geceler, sinir krizleri ve benzerleri, seni girdap gibi içine çekiyor.

Hoş lohusalık ne zaman bitiyor gerçekten bilmiyorum. Daha 'Ohh!' deme fırsatım olmadan ikincisi başladı. Bilenler tam tarih verirse sevinirim. 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...