25 Mart 2015 Çarşamba

Ecem'le Zamanı Yakalarken


Zaman geçiyor ve ben bir türlü yakalayamıyorum. Ay ne zaman pazartesi oldu ne zaman cuma bilmiyorum.

Ecem bana uykusuzluk alıştırmaları yaptırıyor Burak için. Kızım ne yapsın beni düşünüyor. Burak doğduğunda zorlanmayayım diye. Güne en erken kaçta başlanır, kaç saat uykuyla parkta ne kadar oyun oynanır gibi bir sürü antrenmana sokuyor beni.



Her zorluğun bir kolaylığı vardır ya. İşte kolaylığım hamileliğim rahat geçiyor. Ecem zor bir çocuk olacağını daha hamileyken belli ediyordu. Burak ise "Ben daha kolayım Anne" der gibi. Ya da ben öyle umuyorum.

Bu günler sanki Ecem'le en güzel günlerimiz olacakmış gibi geliyor. Belki birbirimize doymamız için bu kadar erken kalkıyor kızım.

"Her anımızı dolu dolu yaşamalıyız Anne." diyor bana.

Öyle bakıyor öyle seviyor ki. Canım yandı diyorum, sarılıyor, acıdığımı söylediğim yeri öpüyor. Elini omzuma koyup vuruyor. Yanımdayım anne der gibi her hareketi.

Hamilelik işte ağlıyorum bazen. Onunla çizgi film izlerken bile. Gözyaşlarımı görünce öyle bir "Anne" diyor ki. İçim eriyor. Telaşlanıyor. Elinde ne var ne yoksa bırakıp yanıma koşuyor. Gözyaşlarımı siliyor minik elleriyle. Ağzından daha kendini ifade edebileceği cümleler dökülmese de hareketleriyle gözleriyle anlatıyor ne hissettiğini. Gözyaşı var ya. Gözüm acıyor diye düşünüyor herhalde. Yanaklarımdan gözlerimden öpüyor. Anlatıyorum "Canım yanmadı. Sadece izlediğimden etkilendim. Kardeşin geliyor ya onun için böyleyim" diyorum. "Kardişş" deyip kardeşini göbeğimi de seviyor.

"Kardeşin nerede?" diye sorulunca karnımı gösteriyor. Seviyor. Arada ıhh ıhh deyip vururmuş gibi yapıyor. Hemen müdahale ediyorum. "Ama o seni çok seviyor" diyorum. Kalkan eli "Ayy" diyerek iniyor, seviyor. Öpüyor.

Birlikte konuşuyoruz Burak'la. Doğduğunda Ecem'in sesi en tanıdık ses gelecek. Babasıyla kuruluyorlar göbeğimin etrafına. Seslenmeye başlıyorlar "Burak" diye. Eli karnımda hareketini bekliyor. Babası ne yaparsa taklit ediyor. Bir sevgi çemberi büyük çekirdek ailem.

Neredeyse her şeyi birlikte yapıyoruz. Makyajı bile. Ona boş olan far kutularından ayırdım. Beni taklit edip far sürüyor gözüne. Allık fırçamı eline alıp yanaklarıma sürüyor. Bir güzel süslüyor beni.
Mutfakta ne iş yaparsam yanımda. Keki karıştırırken mikseri o tutuyor. Ben içine koyacağım şeyleri hazırlıyorum. Gün içinde ne yaparsam herşeyin içinde eli var.

Bana ne kadar sabırlı olduğumu gösteriyor. Kendime bile şaşıyorum. Her "Anne" deyişine "Efendim" diye dönüyorum. Ne yaparsa yapsın sinirlenmiyorum. Arada çığlıklar attığım doğru ama onu oyun sanıyor o da bağırıyor. Gözündeki yaşla beni sınıyor istediğini yaptırmak için. Anlatıyorum neden istediğini yapmadığımı. Ağzım hiç yorulmuyor. Tekrarlardan hiç bıkmıyorum. Ben kendimi sabırsız biri sanırdım ama aslında değilmişim. Kendimi onunla öğreniyorum. Ben aslında Ecem'le şekilleniyorum.

Şimdiden yanımda duran dev yürek. Daha 2 yaşına bile basmadan her şeyi paylaşabileceğim bir dost.

En yakın arkadaşımı büyütüyormuş gibiyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...