Bir varmış bir yokmuş. Çok zaman önce bebekler çok renkliymiş. Ağlayarak çözmezlermiş işlerini.
Karnı ağrıyan bebeğin hemen karnında kırmızı ışık yanarmış. Anneler hemen ona göre önlemini alırmış. Acaba burası mı ağrıyor yoksa şu arası ağrıyor diye hiç düşünmezlermiş.
Dişleri çıkarken ağrılı geçmeyecekse sadece sarı sinyal verirmiş. Diş ishal yapacaksa yeşerirmiş dişin çıkacağı yer. Pişik kremini bol bol sürüp önem almak kalıyormuş geriye. Eğer ateş yapacaksa kırmızıya dönermiş. Anında Calpolü verip sarı renge dönmesini beklemişsin.
Bir gece bebeğiniz ağlıyor. Neyi olduğunu anlamak için yüzüne bakmak yeterli. Acıktı mı acaba deyip mama hazırlamaya gerek yok yada ateş ölçere koşmaya. Acıktıysa midesinin olduğu yer pembe yanıyor ateşi çıktıysa çocuk toptan kırmızı oluyor.
Burnu mı tıkalı? Tıkalık derecesine göre açık yeşilden koyu yeşile göre derecelendiriyorsun.
Uyuturken kalın mı giydirdin hemen terini kontrol etmeye gerek yok gece bebek maviye dönüyor. Üşüyor mu yavaş yavaş buz mavi oluyor. Yani bebekten anlamayan adam bile "Bu bebek üşümüş." diyebiliyor. Öyle kucakta çok sallamakta yok. Bebek tam uyuyacak kıvama mı geldi hafif lila rengi oluyor alnı. Nerede olursan ol hemen olaya müdahale edebiliyorsun uykuya. Uyku başına vurmaya başladıkça lila rengi koyuluyor. Uyku başına vurdu çilesi bu şekilde son buluyor.
Bebek yedirirken de kolaylık var. Yeni bir şey tattıyorsun, tadını seviyorsa dili pespembe oluyor. Tadını beğenmediyse dili morarıyor. Dilini dışarı dışarı çıkartarak yerken sevdi mi sevmedi mi sorusuna paydos.
Bu özellikleri bebekler konuşmaya başladığı ve derdini anlatmaya başladığı zaman yavaş yavaş ortadan kayboluyormuş. Yani öyle hep renkli yanmıyorlarmış:)
İşte benim en büyük hayalim. Son sıralar keşke bebekler böyle bir donanımla doğsalarmış diyorum. Ağladığında acaba annesi oluyorum. Maması, ateş ölçeri, bezi, pişik kremi, karın masaj yağı, calpol hepsi bir yerimden çıkıyor. Detinoksu cebimde taşıyorum düşünün. Anında müdahale için. Ahh ahhh! Çok şey mi istiyorum?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder