Sıcak çok sıcak. Uyuya kalmışım güneşin altında. Gözlerimi
açarken göz kapaklarımda parlayan ışıkları izliyorum. Öyle yanmışım ki göz
kapaklarım birbirine yapışmış sanki. Şezlongun üzerine, başım yamuk bir şekilde
uyumuşum.
Boynum tutulmuş. Kaç saattir böyle uyuyorum ki. Eh bira mı
o? Iggyy! Bu biradan anladığım kadarıyla en az 1 saattir güzel bir uyku
çekmişim.
Kumda geniş kollu, uzun bacaklı, hafif göbekli, yürüdükçe
hareket eden gür saçlı kumral bir oğlan
bana doğru yürüyor. Gözlerimi tam açamadığımdan ve güneşin parlamasından
seçemiyorum. İşte yüzüne büyük gelen gözler.
Burak.
Kaç sene geçmiş? Bana hala onun hayatımda olması masal gibi
geliyor. Bir bakayım kaç sene geçmiş. Ellerimde annemden hatırladığım lekeler
var. Siyah siyah puantiyeler. Bir dalmaçyalının patilerini andırıyor. Birazda
üstleri buruşmuş. Annemin o ellerine bayılırdım hep. Tırnaklarımı yeme alışkanlığımı kaybetmemişim. Ama keyifliyim
bu ara. Çünkü manikürlüler. Eh hafif kiloluyum. Menopoza girmişim belli. Genetik... Ohh hiç
kesintisiz 5 ay denize girebiliyorum yani. Şükür!
Koca gözlü seyrek uzun kirpikli güzel çocuk iyice yaklaşıyor
yanıma. Yanağıma bir öpücük “Hatun tüm doğum günümü uyuyarak geçirdin. Uyanda girelim denize. Seni bekliyoruz.” diyor.
Uzaklaşıyor. İçimden "Beni öyle uykusuz bıraktınız ki şimdi uykuya doyamıyorum." diye geçiriyorum.
Ne dedi!
“Hatun!”
Bana “Hatun.” diye
hitap ediyor. İstediğim arkadaş canlısı anneye ulaşmışım. Başı sıkışınca akla
gelen “Annecim”, “Aniş” ifadelerini aşıp değişik şekillerde seslenebiliyor. Çok
büyük, ürkütücü resmiyetimeyiz yok aramızda. Süper! Kanka olup beni denize
getirdiğine göre beni çok seviyor demek ki.
Herhalde 18 yaşına giriyor.
Çok yakışıklı olmuş. 1 yaşındaki deniz korkusunu da aşmış. Ay
bunu söylemeyim de “Yine başladın eskileri anlatmaya.” deyipte gözlerini
devirmesin.
Yerimden kalkıp, kızmış kumlarda adımlamaya başlıyorum. Sahil
kalabalık. En sevdiğim deniz; Boyalık. Denizde güzel bir ölü dalga var. Ah
seviyorum bu halini. O dalgalardan hiç etkilenmeyen kumlara hayranım.
Yanında Burak’tan biraz kısa bir kız var. Orta kesim saçlı,
kumral bir kız. Bacakları sıkı ve basenli. Ecem… Belli ki benim gibi sıkıntılı.
Uzadıkça saçları orta boyda kestiriyor. Badem gözleriyle göz göze
geliyoruz. Büyük dudaklarıyla bana gülümsüyor.
Karşımdaki bekleyişin aklımda fotoğrafını çekiyorum. Onları
özlediğim günler için bebekliklerinden beri bazı anları aklıma kazımaya
çalışıyorum. İşte o güzel anlardan biri daha…
Birbirlerine dayanmışlar beni bekliyorlar. Gülüşüp, etrafta
olanlarla ilgili gülüşüyorlar. Biliyorum çünkü babalarıyla ben hep böyleyim. Aralarındaki tartıyı iyi ayarlamışım. Bana
bakışlarından yakalıyorum. İkisi birden “Hadi” der gibiler. Demek ki ortak
noktaları var. Yuppi!
Anne değil arkadaş olmuşum. Hakim değil uzlaşmacı olmuşum.
Bir zamanlar “Aman
büyüyünce yesinler birbirlerini.” tavrım o anlıkmış. Zaten tahmin ediyordum
öyle olacağını. Büyük büyük konuşup, küçük küçük yutkundum yıllarca… Hem onlar
kavga ederken karışmasam çatlardım.
Yanlarına yaklaşınca Ecem bir anda denize koşup dalıyor. Çıkınca
bizi ıslatmaya başlıyor. Burak’la ikimiz kendi etrafımızda koşuşup dalıyoruz denize.
Arkadan bir ses duyuluyor.
“Bensiz ha!”
Yüzünü havlunun izi kaplamış, saçları hep aynı kısalıktaki Cem.
İçim ürperdi bir anda. Of! Hala 25 yaşındaki halim kadar seviyorum onu. Tam
tamına çeyrek asır geçmiş aradan ama heyecan aynı.
Ecem her zaman ki gibi heyecandan çığlık çığlağa bağırmaya
başlıyor. Birbirimizi ıslatmaya, tepişmeye başlıyoruz. Tüm sahil gürültümüzle
yankılanıyor. Eh hep böyle gürültücü tiplerdik biz. Bakışlara aldırış etmeden
devam ediyoruz eğlencemize.
Mutluyuz. Hep ilk baştan beri istediğim gibi.
Not: 50 yaşıma geldiğimde böyle bir gün hayal ediyorum hep.
Uyumadıklarında, üzdüklerinde, bana sarıldıklarında, çok gürültü yaptığımızda bu güzel günleri düşlüyorum. Özlemli günler için anılar fotoğraflıyorum
aklımda. Evet çok hayalciyim biliyorum. Ama ben ne hayal kurduysam oldu. Düştüğümde
hep hayal kurdum. Beni elimden tutan düşlediklerim oldu.
Bugün Burak 1 yaşına girdi.
Tek duam “Allah’ım verdiklerin için teşekkürler.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder