14 Temmuz 2016 Perşembe

İnternetsiz 5 hafta


                                    

Ajssnlfskkngjgşk,lrlmvakfülr!!!çççç

Anam bilgisayarda yazmada bocaladım baya. Ay bu klavyede nasıl yazılıyordu ki? 

Neredeyse 5 haftadır bilgisayar başına oturmadım. Bir yazıyım demeye fırsat bulamadım. Hatta öyleydi ki üç hafta bildiğiniz internetsizdim. Evet! İnternetsiz. İnternet hesabı yapan Genç Turkcelli gibi. "Aman bunu internette koymayayım da internet paketim bitmesin." dedim. Turkcel de ne kadar haftalık, aylık paket varsa dibine kullandım. Öyle ki telefon internetin yavaşlığından kafayı yiyip, ısınmaya başladı. 
Sinemin gebelik günlüğü paylaşma, maillere cevap verme dışında kullanmadım. Hatta öyle ki yakın 
arkadaşımın ameliyat olduğunu bildiren İnstagram paylaşımını  "Emar çektiriyor." diye yorumladım. O sayfa diye gördüğüm çarşafın beyazlığıymış. ( Zaten bana haber vermeden neden ameliyat olduğunu anlamış değilim de. İki çocuklu olunca kimse beni yetişemem diye yormamaya çalışıyor.) Öyle kötü bir internetle birşeyler yapmaya çalışmak bir işkence oluyor. Annemlerin evinde vın denen zımbırtıdan var. Kendine yettiği zamanlarda internetti bitip herkesi yarı yolda bırakıyor. 

Telefon, evdeki internette bitince; Ben, kendim, annem ve çocuklar baş başa kaldık. Açıkçası bir elin boşta kalınca çok iş yapılıyormuş. "Ben film izleyemiyoruuuum." diye söyleniyordum. Meğersem telefonla uğraşmaktan izleyemiyormuşum. 3 haftada izleyemediğim ne kadar film varsa izledim. Merak edecek bir şey kalmadı. Yani 40 dakikalık dizilere alıştığımdan değilmiş. Uzun şeyleri telefona bağımlı kalmadığım da izleyebiliyormuşum. 



Kitaptan spoiler;


''Hadi buradan çıkalım.'' dedi Camille.
''Nereye?'' diye sordu Caleb.
''Alışveriş merkezine gidelim. '' dedi Camille.
''Neden? ''
''Giriş bedava.'' dedi Camille.







Akçay'a koca bavullarla gidince kitap sığdıramamıştım. "İnternetten şipariş veririm." demiştim. İlk 3 gün "Annem seni özledim." "Gel kardeş seni öpeyim" "Ecemmmm kızımmm!!" derken ben şipariş edeseye internet bitti. Akçay kitapçı yönünden zengin bir yer. Genelde güncel kitaplar, bazı kitapların korsanı ve enteresan kitaplarda pahalısı var. Ecem'e boya kitapları aldım, çıkarken rafta 10 TL olan bir kitap gördüm. Adı, kapağı değişik bir kitap çarptı "Fang Ailesi" 2. basımmış. "Alayım vakit geçsin. İnternetin yokluğunda oyalar." dedim. İyi ki de demişim. Uzun zamandır bu kadar entresan kitap okumamıştım. Kitap, değişik bir ailenin garip bağlarını anlatıyor. Bitmesin istedim, bazı satırları ağır ağır okudum. Telefonu elime almak istemedim. Hatırladım kitap okumanın verdiği keyfi hiç birşeyin vermediğini. Harry Potter dönemlerine döndüm.



Kitabı okudukça, kafamı kaldırıp etrafa baktıkça telefondan ve bilgisayardan uzaklaştım. Birde şunu farkettim çocuklara vakit telefon elimde de olsa ayrıyormuşum. Ona sevindim. Çünkü elim boşta kalınca bugüne kadar ihmal ediyor muydum oldum. Ama baktım Ecem televizyon izlerken beni daha çok ihmal ediyor. 

Yüzdüm, yüzdüm, yüzdüm. Şezlongu denize koyup okudum, okudum okudum. Hiç birinin fotoğrafı yok. Çünkü elimde telefon yoktu. 

Mutlu oldum ve çevremdekileri mutlu ettim telefondan başımı kaldırınca. Bağımlılık zormuş. Öyle ki boş televizyona baktırtıyor kendini.  


Tamamen de kopamadım itiraf edeyim. İnternet bulduğum yerde yükledim resimleri geçtim. Ekranları kaydırdım, likeladım, iğrenç videolar izledim. Çok fotoğraf çektim. Çünkü her yaz kaçırılmayacak karelerle dolu ve sadece 4 ay hayatımızda. 

Akçay'dan dönünce diyetime dikkat ettim. Kocamla ilgilendim. Ama yine başladı o adslin sinyali damarlarımla dolaşmaya. Bana çok yazı yazmam gerektiği hatırlattı. İnşallah sadece yazmak için otururum ekran başına. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...