3 Ekim 2013 Perşembe

Dün Gece Muhallebi Kafasından Anladıklarım

Dün gece sabaha kadar Okan Bayülgeni izledim anladığım şu ki;

Her Üründe GDO var. . Sebzelerde en çok katkı bulunanlar ise çilek ve domates. Yani dometesi ve çileği zamanında yememiz gerekiyor. Kışın domat yemek yok :)

Hangi ürünlerde GDO ürünler var derseniz mısır, soya, pamuk ve ayçiçeğide bulunuyormuş. Örneğin mısırdan 600, soyadan 900 ürün üretiliyormuş. Bunların çoğunu günlük hayatımızda hep kullanıyormuşuz. Ama bilmediğimiz bir çok ürünün içinde olabiliryorlarmış bu yüzden ürünlerin arkasını okumalıymış.
Ayçiçeği dediği bizim bildiğimiz çiğdem, günebakan, gündöndü(hangi yöre ne diyorsa artık) mü? Yapamayın bunu bana en sevdiğim şey. Herşeyden vazgeçerim senden asla vazgeçmem çiğdemmm!

Bazı gıdalar yüzünden midemiz zehirli maddeler üretiyormuş. Bunun sebebi GDOlu ürünlermiş. Bu zehir tarımsal zehirmiş. Bu tarımsal zehirler daha önce insanlar birbirini zehirlemek için kullanırlarmış.Çocuklarımızın birçok sevdiği üründe bu katkı bulunmaktaymış.


Çocuklarımızı şekerden uzat tutmalıymışız. Bu mümkün değil ki biz ebeveynler olarak uzak duramıyoruz. Kadınlarda aylık döngünün olmaması gerekiyor bunun için. Çikolata, cips, şekerleme yedirilen çocuklar sağlıksız oluyorlar ve kilo alamı yavaşlıyor. Başka yiyeceklere istekleri azalıyor. Vakti geldiğinde yemek yemeği reddedebiliyorlar. Obezite oranları artıyor. Çikolata şekerleme haftada en fazla 2 kere verilmeli ve bitter çikolatayla ilk olarak tanıştırılmalılar. Cips hiç yedirilmemeli. Cipsi kendimiz yapmalıymışız. En uygunu fırında pişirilmeli yada bir kerelik yağda pişirilmiş olmalıymış.

Türkiye'de çocuklarda obezite oranı %30. Her geçen günde büyüyormuş. Hoş istatistik yapmaya gerek yok. Sokağa çıktığınızda görebiliyorsunuz. Çocuklarımızın genleri değişiyormuş. Bir çok çocuk bu yüzden erken ergenliğe giriyorlarmış. Biz bu çocuklarımızı nasıl besleyeceğiz ki?

Birçok aile çocuklarının doymadığını söylüyormuş uzmanlara. Çocukları tercih bırakmamalıymışız yemek konusunda. "Sana patates mi yapayım yoksa makarna mı" dememeliymişiz. Bizim o gün ne pişirdiysek onu yemeliymiş. Eğer yemek istemiyorsa yemesi için zorlamamalıymışız. Mutlaka acıkacak ve bizim yemeklerimizi yiyeceklermiş.  Çocukları yemekle terbiye etmemeliymişiz. Yani "Brokoli yersen bilgisayarla oynayabilirsin" demek yasak.  Çocuğu çok yedirirsek iyi bir anne yada iyi bir baba olunmuyormuş. Uygun porsiyonlarla yedirmeliyiz Yemekle çocukları barıştırmalıyız. Hep sevdiğinden değilde sevmediği yemeklerden başlamalıyız.

Bunlardan uzak durmanın tek yolu geleneksel yemekler yapmak. Mevsimsel sebzeler tüketmeliymişiz. Mesela patlıcan, kabak bu mevsimde yememeliyiz. Kendi yaptığımız konserveleri yemeliyiz. Yani hepimiz evimizde birer ev hanımı olmalıyız.
Çocuklarımıza örnek olmalıyız. Çünkü bizim yediğimiz şeyleri onlara "Bunları yemelisin" dememizin bi anlamı yok. Evde onları iyi beslenmeyi öğretmeliyizki dışarıda bu ürünleri yemeye ihityaç duymamalılar.

9-12 ay da çocuklar bizim masamızda kendi kendine yemeliler. Çocuğun porsiyonları küçük tutulmalı ve yemeği istenmesi beklenmeliymiş. Onları yemek konusunda özgür bırakamalıymışız. İstedikleri gibi elleriyle yemeliymişler. Yani ortalık birazcık kirlenecek.

1 yaşının bebeklere bal verilememesi gerekiyor. Bebeklerde bazı mide bakterileri oluşmadığından bebeklerde zehirlemeye yol açabiliyor. Bal üzerinde artık uyarılarda bulunuyormuş.

İnek sütüyle ilgili dedikleri çok ilginç. Yani inek sütüyle büyümüş biri olarak şaşırdım. İnek sütünü sokakatan aldıp kaynakttığımızda birçok proteini öldürüyormuşuz. B2 vitamini en çabuk kaybolan vitaminmiş. Bu yüzden pastörize süt kullanmalıyımışız Özellikle tetrapak kutuları tercih etmeliymişiz. Pastörize süt olarakta günlük süt yada şişe süt kullanmalıymış. 1 yaşına kadar inek sütüne dikkat etmeliymişiz. Çünkü alerji yapabiliyormuş. Kardeşim bu yüzden hep gazlı bir çocuktu. Biz onu hep huysuz olarak bildik. Belkide kızın inek sütüne alerjisi vardıda bilemediler.

Anne sütü 2 yılın sonuna kadar tamamlayıcı besinlerle birlikte anne sütü verilmeliymiş. 6 ay boyunca su bile verilmeden anne sütü verilmeliymiş. Bunu yapabileceğimi sanmıyorum. Belkide sağarak içirebilirim anne sütünü yaşından sonra. Görüntü itibariyle pek hoş durmuyor o kadar büyük bir çocuğun emmesi. Bilinçlendiği için fanteziler üretebiliyorlar. Ben annesinin memesine çikolata sürüp emen çocuklar biliyorum da. Belki bu yüzden öyle düşünüyorum.

Şimdi bu dediklerini düşünüyorum da doktorların çok mümkün şeyler değil bunlar. Hayattan iyice soyutlanmış bir şekilde yaşatmamız gerekiyor çocuklarımızı. Biz onları evde korusakta gerçek dünyanın böyle olmadığını anlayacaklar. Offf bu günlere benim daha var. Ben şu tamamlayıcı gıdaları bir halledeyim de gerisini düşünürüm. Ama şimdiden başlayacağım çikolatadan, cipsten, şekerlemeden uzak durmaya. Hamileliğim boyunca zaten hayatımdan mısır ve soyayı çıkartmıştım. Şekeri 6 senedir hiç tüketmiyorum.

Gülele güle haribo, bay bay doritos. Hoşgeldin yufkadan yapılmış cips! Sende buyur fırında patates.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...