14 Aralık 2015 Pazartesi

Kim Bu Mucizenin Annesi 7. Hafta


Hamileliğim ilk ayları her zaman garip bir tedirginlik ile geçer. Kanıtlanmış olarak hamilesin. Teoride var olan bu bilgiliyi pratikte de arar durursun. Akla gelen ilk pratik kanıt tekmelerdir. Ama yanılırsın. Dur bakalım büyüklüğü bir yeşil zeytin kadar olan minnoş nasıl tekmelesin, tokatlasın seni.


Bir susam tanesi olarak başlayan serüven bir limon büyüklüğüne ulaşana kadar iki büyük görev yerine getirir sadece; Halsizlik ve mide bulantısı.

Hamileliklerimdeki kadar büyük bir halsizliği hayatımın hiç alanında, bölümünde yaşamadım. İlk gebeliğimde, çok iyi hatırlıyorum, en büyük korkum bu halsizliğin sonsuza dek benimle kalacak olmasıydı. Ne zaman doğurdum, oldum bir atom karınca ki beni tanıyanlar bilir, uzaktan yakından atomlukla karıncalıkla alakam yoktur.

"Nasılsınız?" diyene "Halsizim." diyorum. Annemle telefonla 2 dakikadan fazla konuşamıyorum. ay bir bezginlik bir bezginlik sormayın.

Halsizlikle boğuşurken yakın arkadaşı mide bulantısı çıka geldi, kısa bir süre sonra.

Haaah! Ekip tamamlandı.

İlk hamileliğimde teknik olarak bulantının bitmesi beklenen tarihlerde benimki başladı. 12-13 haftalardan sonra biten bulantı bende ilgili bir şekilde yol aldı. 10-14. haftalar arasında en iyi 5 arkadaşını say deseler "Kaşarlı tost, çubuk kraker, ayran, sarı leblebi, yağ sürülmüş ekmek." derdim.

Bu hamileliğimde bulantı macerası erken başladı. 6. haftayı geçtikten sonra başlayan mide bulantılarını sinüzitten deyip, göz ardı ettim. 1,3,5,6 derken "Ne sinüziti minnoşum ben geldim." dedi ve kabullenmeye sevk etti beni sevgili mide bulantım.

Bu da diğerleri gibi farklıydı. Midem boşalınca başlıyordu bulanmaya, doldur beni, doldur beni diye sinyal veriyordu sanki.

Bu arada minnoşumu gördük. Kalp atışını duyduk. İlk vesikalığını çektirdik. Her şey yolunda maşallah.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...