Ben anneme göre hala anne değilmişim gibi. Benim büyüğüdümü bir anne olduğumu kabullenmiş değil. 29 yaşında, uzun zamandır evden uzakta, çabalayan biriyim ama hala onun kuzusuyum. Kuzunun kuzusu oldu hala koyunluk mertebesine erişemedim.
Bu durum hoşuma gitmiyor değil. Annemleyken Ecem'in biberonu gibiyim. Emziriyorum hoop anneme veriyorum. Gazını çıkarıyor, oynuyor ve sonunda uyutuyor. Ben neyim iki ayaklı süt makinası. Öyle anlar oluyor ki çocuğumun olduğunu unutuyorum.
5 ay geçti.Ben tutamazmışım gibi geliyormuş ona. Ayşegül tatilde serisine benzer bir serinin baş karakteri gibiyim. Küçük Anne Açelya. Yirmili yaşın sonundayım başka yaş kalmadı. Ağzı dolduran OTUZ yaşında gireceğim, bilim adamlarının yaptığı istatistiklere göre en ideal kadın yaşına adım atacağım. Annem bana her sabah "kahvaltını ettin mi?" diye soruyor.Bazen bir şey oluyor açamıyorum aradığında, çocukluğum ya ben kızı falan emziriyor oluyorum. On dakika sonra kardeşim arıyor bezgin bir sesle "Abla annem aramış seni.Açmamışsın. Merak etmiş. Arada sesi duysun." Aynısını kardeşime de yapıyor. Kardeşimin suratı asık oluyor. Annem soruyor "Bir şey mi oldu" diye. Kardeşim tersliyor. Hemen beni arıyor. "Sor bakalım nesi varmış. Ama bilmiyormuş gibi yap. Tamam mı?"
Şimdi ben anneme kızıyorum ya, sonunda bende onun gibi olacağım. Çünkü evham bulaşıcı bir şey anladım. İçime evham canavarı kaçtı. Kızı gece kalkıp nefes alıyor mu diye kontrol ediyorum. Üşüdü mü diye ayaklarını dudaklarıma götürüyorum.
Annemin yaşına geldiğimde müthiş annem gibi olacağım. Meraklı, evhamlı, pimpirikli, güvenilir, kızının arkasında duran, her durumda dimdik sağlam annem gibi.
Sonum da belli Ecem beni tersleyecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder