25 Aralık 2014 Perşembe

Hilal Anne: İkinci Deneme

İlk denememizin negatif olmasından sonra birkaç ay dinlenmek istiyordum. Bedenimin ve ruhumun buna ihtiyacı olmalıydı. En azından ilk birkaç gün böyledir sanmıştım.


Bir ay geçmişti ki içimde bir şeylerin yine durmadığını farkettim. Bir an önce buz bebeklerimi almaya gitmeliydim. Doktorumu aradım ve geliyorum dedim. Bu sefer daha kolaydı işimiz. İstanbul'a sadece transfer gidecektim. Transfere kadar bütün kontrollerim uzaktan olacaktı. Evimde ve işimin başında olmak sanki hiç tedavide değilmişim gibi bir psikoloji içine soktu beni . Dondurulmuş embriyo transferi yapılacağını duyan bütün doktorlar şansınız çok az diyordu. Garip bir şekilde kızıyordum hepsine. Benim bebeklerimin ne kadar güçlü olduğunu nereden bilebilirlerdi ki?...

Transfer günü geldiğinde garip bir rahatlık içinde gittim İstanbul'a. Hastaneye girdiğimde de heyecanlanmamıştım. Doktorum önce muayene etmek istedi, herşey yolunda gözüküyordu. Sana bir haberim var dedi bana. İki ayrı tüpte 4 emriyom vardı dondurulmuş. Transfer öncesi bir tüp çözüldüğünde emriyolarımdan birinin canlı birinin cansız geri geldiğini görmüşler bu yüzden doktorum hemen ikinci tüpüde işleme almış ve ne tuhaftır ki o tüpte de bir canlı bir cansız embriyomuz varmış. Yani bana kalan iki can ameliyathanede beni bekliyor. Embriyologun bizi beklediğini söylüyor doktorum hemen görüşmeye gidiyoruz, embriyolog embriyolarımız hakkında bir takım teknik bilgiler veriyor. Sanki ümitsiz mi?... Yok ya ... Evet evet sanki kendimi hazırlamamı istiyor gibi.

Bakıyorum embriyologa ve ağzımdan kelimeler dökülüyor. Sizinle bir daha görüşmeyeceğiz ve buraya bir daha gelmeyeceğiz biz. Çünkü benim bebeklerim tutunacak. Odada ki herkes şaşkın. İlk kez bu kadar emin bir anne görüyorum diyor bana. Bende ilk kez o an anneyim sanki...


Yine o bekleme odası. Film gibi biliyor musunuz? Tekrarını izlediğim ve iyi bildiğim bir film gibi artık herşey. O bekleme odasında ki artık anlatacak deneyimleri olan anne adaylarından biriyim neticede. Sizin kaçıncı hımm benim ikinci. Ayy ne sizin dördüncü denemeniz mi? Allah yardımcımız olsun...

Ekrana bakıyorum 2 tane yıldız pırıl pırıl parlıyor ekranda. Gözleri Derinin mavisi belli o benim güzel kızım. Gülüşü denizimin gülüşü belli o da yakışıklı oğlum...

İki can artık seninle diyor doktorum işte şimdi heyecanlanabilirim.

Evimize dönerken eski hisardan Yalovaya geçiyoruz deniz yolu ile. İniyorum arabadan yazın günü, güneş tepede, o gün Nur’umun hamilelik haberini almışım nasıl mutluyum. İlk denemede hiç yapmadığım bir şeyi yaparken buluyorum kendimi. Bakın diyorum bebeklerim bu Deniz. Deniz mavi olur. Anneniz denizi pek sever. Muhtemelen sizde seveceksiniz. Memleket meselesi bizim için deniz sevdası. Bakın diyorum martılar. Siz gelince martılara simit atacağız beraber. Biliyor musunuz diyorum Nur Teyze'nizinde bebeği olacak kardeş gibi büyütüceğiz sizi. Eve girerken bakın diyorum burası bizim evimiz , anneniz sizi evinize getirdi... Ne bileyim umutlu olmak mı güzel oyunlar oynamak mı, tek bildiğim içimden geldiği.

Bu sefer daha rahat geçiyor günler.3 gün sonra işe başlıyorum hemen. Olacağı varsa oluyor her şey neticede, sürekli bu konuya odaklanıp kendini yıpratmanın, sürekli yatarak dinlenmenin, belirtiler aramanın ve olmazsa ne olur halim diye hayıflanmaların çok uzağındayım....

12 gün sonra test yapmamı istiyor doktorum.

O gece ramazandan bir önce ki gece. Ömrümce unutmayacağım tarih 19 temmuz 2012. Transferden sonraki 6.günüm. Yani daha çok erken. Kan veriyorum ve 2 saat sonra sonucu alacaz. Hayatımın en uzun 2 saati. Bu sefer yalnız değilim eşimle beraberim. Bu mutlu haberi beraber almalıyız.

Hastaneden sonucu eşim alıyor onu bir çay bahçesinde bekliyorum. Elinde ki kağıda bakıyor ben birşey anlamadım diyor. Bu sefer gebelik testine bakmakta deneyimli olan ben değeri görünce ömrümün en güzel göz yaşını döküyorum. Binlerce şükür Derin ve Deniz bizimle.

Hilal Anne.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...