5 Ocak 2015 Pazartesi

Mucize'nin Günlüğü: Uykucu Anne - 10+2 Hafta


Mucize bugün 10 hafta 3 günlük. Büyüyor, gelişiyor ve farkını ortaya koyuyor.

Her hamilelik birbirinden farklıdır derlerdi de inanmadım. Çünkü aynı kadın, aynı vücut, aynı hormonlar, ne fark olabilir ki derdim. Ama yine büyük hata etmişim. Oluyormuş. Ecem'de yaşamadığım bir durumla karşı karşıyayım. UYUYORUM.  Devamlı hemde. Her fırsatta.



Ben öyle çok uyku düşkünü bir insan değilim. Günlük 6 saatlik uyku bana yeterlidir. Gündüz uykusu hele hiç aramam. Denk geldi uyudum diyelim. İçimdeki aksi, nalet insan ortaya çıkar ve yıkar geçirir her yeri. Şimdi öyle miyim? Ecem'i uyutmaya götürüyorum. O uyumadan ben uyuya kalıyorum. Gece 9 buçukta yatağa gidiyoruz. Sevdiği bir iki kitap var ona okuduğum onları okurken uyuklamaya başlıyorum. Esniyorum, gözlerim kapanmaya başlıyor, Ecem'in "Anneiaa" çığlılıyla gözümü açıyorum. Bir farkediyorum içim geçmiş.

Geçen haftasonu iki saat salonda Cem'le Ecem oynarken öyle bir uyumuşum ki koma şeklinde. Ne oyun oynadıklarını duymuşum ne kavgalarını. Bir uyandım aradan iki saat geçmiş. Saat kavramını da yitirmeye başladım bu sayede.

Bana yazıp da cevap alamazsanız uyuyorum demektir. Bir kaç saat içinde ben size dönerim merak etmeyin. Geçenlerde arkadaşla yazışırken uyuya kalmışım "Gele" yazmışım sonrası yok. Ertesin karşılaşınca söyledim, uyuyakaldım, diye.

Uykuyla arası olmayan biri için yani benim için bu durum çok tuhaf. Birde Ecem'de böyle bir şey yaşamadığımdan mücadele etmeye çalışıyordum ki geçen cuma ki kontrole kadar. Böyle uyumamı içimdeki küçük Mucize istiyormuş. Her nerede olursam olayım muhakkak uyumam lazımmış. Pratikte pek mümkün olmadığını söyledik ama Burak Bey'den veto yedik. UYUMALIYIM!

Kontrol demişken biraz bahsetmek istiyorum. 9 hafta 6 günlükken gittik. Ecem'e gittiğimiz zamanlarla eş zamanlı gidiyoruz. Böyle olunca takip etmesi çok keyifli. Çünkü Ecem'i görmeye gittiğimiz her kontrolü videoya çektik. İçeri giriyoruz, ben uzanıp göbeğimi açıyorum ve motor eşim elinde telefonla ekranı çekmeye başlıyor. Doktor'un deyimiyle Cevat Kelle. Tüm konuşulanlar, o anda söylediklerimiz hepsi elimizde mevcut. Ecem'in kız olacağı sinyalini 12+4 te Burak Bey bize söylemişti. Biz o anki heyecanla söylediklerini anlamamışız. Eve gelip tüm ailece izleyince anladık ki Ecem'in bize kız olacağını bize söylemiş. Bu durum size delilik gibi gelebilir ama büyük bir hatıra. Ecem doğduktan sonra bile o videoları izledik. Şimdide Ecem'de o kontrolde ne olmuş acaba deyip izliyoruz. Tavsiye ederim. Torunlarıma izleteceğim güzel bir hatıra olarak düşünüyorum.

Mucize'nin durumu iyi. Kol, bacak, baş ayrımı oluşmuş. Hareketliliği başlamış. İçimde hoplayıp duruyor. Tüm çocuklar mucize değil mi? Ne kadar erken zamanda hareketlilikleri başlıyor? Aklı almıyor insanın. Ecem içime düştüğü ilk günden beri kız olsun istiyordum. İlk hareket ettiğini gördüğümde (yani Mucize'nin hareket ettiğini gördüğüm anla aynı 9 hafta 6 günlükken) "Ne olursa olsun farketmez, eli ayağı sağlam, sağlıklı olsun" demiştim. Çünkü gördüğüm şey inanılmazdı.

Gördük, özlem giderdik. Şimdi doktorumun bana anlatması gereken şeyler var. Nelere dikkat etmeliyim ne yapmalıyım gibi. Geçen kontrolde uzak durmam gereken en önemli şeyleri sıralamıştı bana. Dış etkenler hava yoluyla etkileyecek şeyler beni öncelikli, sigara, kimyasal kokular (deterjan, boya kokusu gibi) Sigaranın içildiği bir ortamda bile bulunmam gerekiyor. Eşim bu konularda titiz olduğundan çok rahatım. Yediklerim, sucuk, salam, sosis, alkol yasak. Mümkün olduğunca mevsimindeki sebzelerle beslenmeliyim. Günde 1 tane yumurta, koca bir bardak süt ve büyükçe bir peyniri tüketmeliyim. Sonuncu uzak durmam gerekenlerse ten yoluyla alacağım zararlı maddeler. Anti aging kremler, bronzlaştırıcı losyonlar gibi. Yani basitçesi sigarayı gördüm mü arkana bakmadan kaç, sağlıklı beslen, ananenin kullandığı kremi kullan.

Bu haftaki kontrol ise daha çok kocaları ilgilendiren kısımları içeriyordu. Hormonların sapıtmasından dolayı yaşayacaklarımı anlattı. Sebepsiz ağlamalar, delice gülmeler, karar vermekte zorlanmalar, unutkanlık olabileceğini söyledi. Mümkünse 20 haftaya kadar hayatımın geri kalanını etkileyecek kararları vermemi istedi. Mesela bunların içinde kocayı boşamak, iş değişikliği, ev değişikliği gibi. Geceleri soluksuz bir uyku çekmeliymişim.. Özellikle sabaha karşı uykularımın hiç bölünmemesi lazımmış. Yani kocaya çok iş düşüyor. Allah'tan Ecem öyle gece uykusu çok bölünen bir çocuk değil. Uyanırsa da Cem bakmalıymış. İkinci ve son hamileliğim olduğu için canım ne aşeriyorsa aşermeliymiş. Araba mı? Araba. Uyku mu? Uyku. Tatil mi? Tatil. Yani sınırsız şımarma hakkım var. Hemi de doktor tavsiyesi.

Evde bir çocuk olduğundan televizyona çok dikkat etmeliymişim. Çocuk programlarının hepsi çocukların dikkatini çekmesi için bir yüksek bir alçak sesmiş. Bu da içimdeki Mucize'yi etkileyebilirmiş. Çünkü önümüzdeki haftadan itibaren bizi duymaya başlayacak (!).  Bu yükselen alçalan ses gelişimini olumsuz etkileyebileceğini kanıtlayan deneyler ve testler mevcutmuş. Ecem'de bu duruma çok dikkat etmiştik. Televizyonu çok açmamıştık. Akşamları saatlerce onunla konuşmuştuk. Mucize'ye de yapacağımıza çok eminim. Televizyondan uzaklaşmamız için elimizde gerçek bir sebebimiz var artık. 18 haftada benim sesimi 24. haftada babasının sesini ayırt etmeye başlayacağından günde arkada hiç ses olmadan Mucize'yle en az 10 dakika konuşmalıyız. Konuşma işi o kadar zevkli ki. Hamileliğimde en keyif aldığım şeydi.  

Bu haftamız uzun ve güzel geçti. Mucize'ye teşekkür ediyorum midemi bulandırmadığı ve bana uyku yaptığı için.

Haftaya görüşürüz.

Süt Anne.

Mucize'nin günlüğünün diğer yazılarını okumak için tıklayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...